Alt yapısı oluşturulmadan, sorulan SRC5 kontrolleri taşımacıyı zorluyor

Alt yapısı oluşturulmadan, sorulan SRC5 kontrolleri taşımacıyı zorluyor

Güvenok Lolistik Hizmetler Koordinatörü Çağlar Taneli ile ADR’li taşımacılığı, ADR’li tankerlerinin temizliği, maliyeti, ADR ehliyeti almış şoförlerle çalışmanın zorlukları, eğitim süreçleri, uygulamada yaşanan sıkıntılar üzerine konuştuk.

1998 yılında özellikle akaryakıt sektörüne taşıma hizmeti vermek amacı ile kurulmuş olan Güvenok AŞ, başlangıçta Opet istasyonlarının iç taşımalarına hizmet vermek amacıyla sektöre giren Güvenok AŞ, hızla büyümüş ve Türkiye’nin akaryakıt taşımacılığı konusunda öncü kuruluşu olmayı başarmış bir firma…

Öncelikle Güvenok Lojistik’in çalışmaları hakkında bilgi veren Taneli, 160 tane özmal araçlarının olduğunu ve tüm araçlarının ADR’li olduğuna vurgu yaptı. Çekicilerde Mercedes, Scania ve Ford’la, dorseler ise TIRSAN ve OTOKAR bağlantılı çalıştıklarını belirtti. Güvenok Lojistik bünyesinde özellikle madeni yağ için alt taşeron desteği aldıklarını söyleyen Taneli, Opet’in ve bazı ek şirketlerin madeni yağlarını taşıdıklarını ifade etti. 

‘ADR’li araçların temizliğini Çevre Bakanlığı lisanslı firmalara yaptırıyoruz’

Farklı ürün taşımacılığında ADR’li araçların temizliği hususunda sorumuza yanıt veren Çağlar Taneli, Güvenok Lojistik olarak araçların genelde bulunduğu operasyon için üretildiklerini kaydetti ve şu yönde bilgi verdi: ‘bir madeni yağ aracı, o operasyona bağlanır. O operasyon 10 sene sürdüyse, 10 sene boyunca orada çalışır. Operasyon bitip değişmek gerekirse, Çevre Bakanlığı tarafından lisans onayı verilmiş yıkama firmalarında temizliğini yaptırıyoruz’ dedi.


‘Lisanslı firma yok, rekabet yok, dolayısıyla maliyet yüksek’

ADR’lı araçların temizliğinin maliyetinin yüksek olmasının yanı sıra temizliği yapacak lisanslı firmaların olmamasından yakınan Taneli, rekabet koşullarının oluşturulamamasının bedelini, -işini layıkı ile yapmak isteyen- firmalar tarafından ödendiğini kaydetti.

Konuyu Avrupa cephesinden de değerlendiren Taneli, ADR’li araçların temizlik maliyetleri Avrupa’da gelecek olan müşteriyle orantılıdır. Teknik olarak ifade etmek gerekirse, Avrupa’da lisanslı firmalar temizliği yapmak için çok büyük kazanlar yakıyorlar. Bu kazanları yakarken bazı mazot harcamaları oluyor. Bir aracı yıkasa da aynı mazotu harcıyor. 100 aracı yıkasa da aynı mazotu harcıyor. Fakat o gün kimin temizliğe geleceğini bilemez. Bilemeyeceği için düşük müşteri sayısına göre bir fiyatlandırma var’ diyerek Avrupa’daki çalışma sistematiği hakkında bilgi verdi.

“Eğitimler firmaları ve şoförleri zorda bırakıyor”

ADR eğitimi alacak sürücünün operasyonlardan uzak kaldığını belirten Taneli, ADR yönetmeliğinin Türkiye’de yeni bir uygulama olduğunu o sebepten dolayı da kontrollerin sıklaştığını, ADR sertifikasına sahip olmayan sürücülerin ise yüklü cezalara maruz kaldığını ifade ederek “ SRC5’in yeni gündemde olması emniyet müdürlüğüne de bu yönde talimat verilmesi üzerine şu anda SRC5 kontrolleri başladı. Ama bu başlangıç çok hızlı oldu. Yani ben bu kanunu yaptım şu saatten sonra SRC5 ararım diyen kanunla 3 ay sonraki sınavı da belli olmasına rağmen aynı gün SRC5 belgen var mı denilerek cezalara maruz kalmak sıkıntılı oluyor” şeklinde açıklama yaptı.

Tehlikeli Madde yönetmeliğinde yer alan ADR’nin Türkiye’deki mesleki yeterlilik adının SRC5 olduğunu hatırlatan Taneli “ADR’nin bizim tehlikeli madde kanununda ve mesleki yeterlilik yönergesindeki yeni adı SRC5. Yani tehlikeli madde taşıyacak bir sürücü SRC5 belgesi almak ve buna sahip olmak zorunda. Şu anda kontroller başladı ve ceza uygulamaları devam ediyor. Yeni bir uygulama, yeni bir kanun, yeni bir zorunluluk olduğu için SRC5 belgesine sahip bir sürücü bulmak zor” dedi.

Çağlar Tanyeli:“ADR ile ilgili verilen eğitimler gözden geçirilmeli”

Türkiye’nin ADR’ye taraf olmasıyla birlikte kanunda yeni yer aldığını ifade eden Taneli, yapılan eğitimlerin firmaları ve eğitime girecek olan şoför adaylarını zorladığını sistemin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyerek eğitime yönelik sıkıntılarını şu sözlerle dile getirdi: “ SRC5 eğitimi verecek olan mesleki yeterlilik kursları her ilde mevcut değil, bizde mevcut illere başvurup sürücülerimizin eğitim almasını sağlıyoruz. Verilen eğitimlerin sınavları da 2-3 ay sonra gerçekleşiyor. Sınavın geleceği zamana kadar aday aldığı eğitimin tekrarı olmadığı için bilgilerini unutabiliyor. Bunun yanı sıra sınavın her ilde olmaması da büyük sıkıntı. Eğitimler 2-3 gün sürüyor. Firma için de en büyük sıkıntı eğitime giren adayın operasyondan uzak kalması. Bu sadece bir aday için, aynı firmada birden fazla çalışan adaylar da eğitime katılabiliyor. Bu da doğal olarak şirketin ticari mantığına aykırı. Bunların hepsi karşımıza problem olarak çıkıyor” dedi.

“Şoför bulmak zor olduğu kadar kurallara uymasını beklemekte sıkıntı”

Tehlikeli madde taşımacılığı yapan firmaların sıkıntılarının sadece eğitimlerle kalmadığını, piyasada ADR sertifikası almış sürücü de bulmanın zorluğundan bahseden Çağlar Taneli, yönetmelikte geçen kuralları tam anlamıyla yerine getiren firmaların aynı şekilde bu kurallara uyması gereken şoförleri bulmada da sıkıntı yaşadığı şu sözlerle ifade etti: “Özellikle tehlikeli madde sektöründe özellikle bizim gibi tam kurallara uyan firmalar için sürücü bulmak sıkıntı. sürücüyü bulduğun zaman o sürücüye şunu kabul ettirmen gerekiyor; 9 saatten fazla araç kullanmayacaksın, 50 km’yi geçmeyeceksin, kemerini daimi olarak takacaksın, sigara içmeyeceksin, cep telefonu kullanmayacaksın. Bunlardan herhangi birini yaparsan seni işten atarım. Yani daha adamı işe almadan dövmüş oluyorsunuz.”

ADR süreci tamamlandığında hurda tanker sayısı artacak

Türkiye’nin ADR’ye taraf olduğunu ama henüz üyelik sürecinin tam anlamıyla oturmadığını belirten Taneli ADR’li araçların onayının ise farklı ülkelerde yapıldığını, bunun da şu anda piyasada mevcut tankerler için sıkıntı teşkil ettiğini söyledi. Üyelik sürecinde yaşanacak sıkıntıları ve buna yönelik kişisel çözüm önerisi de sunan Taneli, yaptığı açıklamaları şu sözlerle dile getirdi: “ yapılacak denetimlerde piyasadaki belli yaştaki tankerlerin çevrilmesini isterlerse halen taşıma yapan kişiler ne yapacak. Ben yoğun taşıma bir şirket olarak belli markalardan faydalanmaya çalışırken bile araç alımında sıra bekliyorsam, ADR’nin tam anlamıyla yürürlüğe girmesinden sonra belli yaştaki tankerlerin piyasadan toplanmasıyla talepleri nasıl karşılayacağım. Bu araçların hepsini bir anda kesemezsiniz. Bence çok yoğun kontrolü olmayan yerlerde kullanacağını tahmin ediyorum. Örneğin diyecek ki bu sene itibariyle 2000 model ve üstü bir dahaki sene 2001 ve üstü gibi 10 senelik bir süreçte hepsini eleyip yok edilecektir. O araçlarda o zaman yeterinde yaşlanmış olacağı için hurdaya geçmiş olacak.”

Alev ARSLAN 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.