Naci Ateş konuyla ilgili şu ifadelere yer verdi: ‘UKOME içindeki yönetici arkadaşlarımız sektörle alakası olmayan ve sektörün nasıl işlediğini bilmeyen ve sektörün yapmış olduğu yatırımlardan bilgisi olmayan kişilerden oluşan bir grup, Yani bugün bizim gerçekten bu sektöre çok ciddi yatırımlarımız var, biz bu yatırımlarımızı heba edemeyiz’ dedi.

‘UKOME kararları ciddi kaos yaratacak’

Ateş, son gelişmelerden kaynaklı endişeli olduğunu belirterek, ‘biz yine kendi işimizi en iyi şekilde yapmalıyız. Çünkü çocuklar bizim geleceğimizi ifade ediyor. Ama sektörde UKOME ‘nin bu yeni son kararları ciddi bir kaos ortamı doğuracaktır. Velinin kafasında bir takım kargaşalar oluşacaktır. Umarım alınan bu kararlarda yargıdan dönecektir. Ben başka şekilde konunun çözüme kavuşacağına inanıyorum’ diyerek sürece yönelik değerlendirmelerde bulundu.

‘Bireyselciye yaptırım uygulayacak kimse yok karşısında’

Son gelişmelerden sonra sektörün hangi noktaya gittiğini gerçekten çözemediklerini ifade eden Ateş, ‘burada ne yapılmaya çalışıyor gerçekten anlamak mümkün değil. Bize hiç değer verilmiyor, biz son derece önemli bir iş yapıyoruz, can taşıyoruz. Personel taşımacılığı olsun, öğrenci taşımacılığı olsun firmaların sunduğu bir güvence var. Veli çocuğunu verdiği zaman güvenerek veriyor. Ama bir bireysel esnaf noktasından konuya baktığımızda bir araç ve bir şahıs… Bizim çocuklarımız çok değerlidir. Çocuklarımızı birine teslim ediyoruz ama kime teslim ediyoruz. Benim karşımda kim var, bir kurum mu var yoksa tek başına bir şahıs mı var? Bir sorun olduğu zaman ben kiminle muhatap olacağım? Sürücüyle muhatap olacağım, sürücü benim karşıma tespihle gelecek’ diyerek kaygılarını dile getirdi. Ankara’da yaşanan bir örnekle konuşmasına devam eden Ateş, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Ankara’da sürücü okul idaresine telefon açıyor, 4.5’ta çıkan çocuğu 5.5’a kadar bekleteceksin, ben o saatte geleceğim diyor. Çünkü kendisine yaptırım uygulayacak kimse yok karşısında… Başına buyruk bir uygulama, onun para kazanması lazım, iş yapması lazım… Kişilerin ya da kurumların onun gözünde ona para kazandıracak bir kurumdur. Yani hizmet vermek başka bir şeydir, para kazanmak başka bir şeydir’ dedi. Firma olarak kendilerinin hizmet verip, para kazandıklarını kaydeden Ateş, ‘diğer tarafta ise kazanç ön plana çıkar, hizmet ikinci plana atılır. Bunlar hep yaşandı ve inanın bundan sonra da yaşanacaktır. Yaptırımı olmayan bir sistem kurmuşsunuz. Mesela biz kamu ihalelerine giriyoruz, buralardan iş alıyoruz. Dakikasının hesabını yaparlar ve bize ciddi cezalar yazarlar. Teminat mektubumuzu kaybetme korkusu ile biz o işi en iyi şekilde de ve şartnameye uygun yaparız’ dedi.

‘Sektöre dışarıdan girişler hep olacak’

Sektöre dışarıdan girişlerin hep olduğunun ve olacağının altını çizen Ateş, servisçiliğin birçok şekilde özendirildiğini belirterek, fakat dışarıdan bu işe girenler hiçbir şey bilmezler, öğrenci ile nasıl konuşacağını, öğrenciye nasıl hitap edeceğini, veli ile nasıl konuşacağını bilmez. Öğrencinin güvenliği açısından ne yapacağını bilmez. Eski model araçlarla hizmet vermeye çalışır, sektörün kalitesini düşürür’ ifadelerine yer verdi.

‘İleri Demokrasi olmalı’

Servis firmalarının Türk ekonomisi açısından ciddi bir değer yarattığının altını çizen Ateş, ‘bir tekstil firması 50-100 kişi çalıştırır sanayici olur, biz binler on binler çalıştırırız fakat üvey evlat oluruz. Biz araç alırız, vergi öderiz, yakıt alırız, vergi öderiz, sürücü çalıştırırız SSK primi öderiz. Bizim sektörde iş kolumuz belli ama biz engelli insanlar çalıştırırız. Biz bütün fedakarlıkları yapıyoruz. Fakat artık üvey evlat muamelesi görmek de bizi artık incitiyor’ dedi. Ateş sözlerini şöyle sürdürdü: ‘fikriniz yok sayıldığı zaman sadece karşı tarafın fikri çıktığında ne kadar doğru olur. Bunun anlamı kendi fikrini bana dikte ediyorsun, benim sunumum, maliyet kalemlerimi anlatmam senin açıdan hiçbir şey ifade etmiyor demektir, ülkemizde Başbakanın dediği gibi ileri demokrasi olmalı’ diyerek eleştirilerini dile getirdi. Alev ARSLAN 18.09.2013/14:34