Ben bu işi Temsa ile sevdim

Ben bu işi Temsa ile sevdim

İstanbul Otogarı’nda 3 yıl kadar servis hizmeti sunan ve ardından 2002 yılında otogar Temsa servisi olarak özelleştirilen Özçelikler, 3 yıl önce 300 m2’lik alanda başladıkları işi bu gün 1000 m2’lik bir mekân da sürdürüyor.

11 kişinin hizmet verdiği servisin, iletişim fakültesi mezunu genç patronu Namık Özçelik; servis işini Temsa ile sevdiğini dile getiriyor. İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde Temsa Global yetkili servisi olarak hizmet veren Özçelikler’in öyküsü Baba Hüseyin Özçelik ile 1989 yılında Maraton otobüs kullanıcılarının “Bu otobüs çok satıyor, sen bayisi olsana” demeleriyle Topkapı Garajı’nda başlıyor. Hüseyin Özçelik’in başlattığı süreci 2002 yılından beri işin başına geçen Namık ve Haluk Özçelik kardeşler devam ettirtiyor. Yedek parça satışı ile Topkapı Garajı’nda başlayan süreç, 1994 yılında Özçelikler’in İkitelli Organize Sanayi’ne taşınması ile devam etmiş. 1996 yılında ise Özçelikler, yedek parça işinin yanına servis hizmetini de eklemiş. Büyük filolara hizmet
Genelde büyük filolara servis hizmeti verdiklerini belirten Namık Özçelik; hizmet verdikleri müşteriler içerisinde en büyük firmalardan birinin 6 yıldır hizmet verdikleri Havaş olduğunu belirterek, “Servise günlük 10-12 araç girişi oluyor. Kışın ise günde 3-4 bazen 7-8’e çıkıyor. Ortalamaya vurduğumuz zaman günlük araç girişi 5’tir. Sanayide günlük 5, iyi bir rakam. Çünkü burada günde bir arabanın bile gelmediği yerler var” şeklinde konuştu. "Havaş bizi etkiledi"
2012’nin zor geçeceğini düşündüklerini ancak düşündükleri gibi olmadığını belirten Namık Özçelik, Havaş’ın yaşadığı olumsuzluklardan kendilerinin de etkilendiğini belirterek “Havaş çok iyi bir müşterimiz. Hala çalışmaya devam ediyoruz. Bizi en çok Havaş’ın Atatürk Havalimanı’na çalışamaması etkiledi. Çünkü Havaş 24 saat çalışan bir firma. Hiç durmuyordu, yaptığı iş, krizden etkilenen bir iş değildi. Onlar yüzde yüz kapasiteyle çalışmadıkları için, biz de o kapasitede çalışmıyoruz. Ancak onlar yine de umutlu ve bize de umut veriyorlar: ‘Tekrar başladığımız zaman bir saatte kaldırdığımız arabayı 15 dakikada bir kaldıracağız; siz de ona göre hazırlık yapın’ diyorlar. Biz de hep tetikte bekliyoruz. Burayı işle doldurmak problem değil, fakat gelen her müşterinin işini iyi yapmak, onu memnun etmek önemli” dedi. Organize sanayinin avantajları
Namık Özçelik, organize sanayi bölgesinde hizmet vermenin avantajlarını ve dezavantajlarını ise şu şekilde sıralıyor: “Her şey burada elinizin altında. Aracın üzerindeki bütün komponentlerin servisi burada. Otobüsçü buraya geldiği zaman elektrik, motor, klima, koltuk işini yaptırabiliyor. Buranın dezavantajı ise; şehirlerarası otobüsçünün zamanı kısıtlı olduğu için gelemiyor. Daha geniş zamanı olan müşteriler sanayiye geliyor. Bu her marka için geçerli. Buraya Yunanistan’dan Bulgaristan’dan, Azerbaycan’dan, Gürcistan’dan bile geliyorlar. Sanayiyi gezin yüzde 30’u yabancı menşeli arabadır.” Araç satışı için güçlü finansman şart
Özçelik, araç satışını bugüne kadar finansmanın güçlüğü dolayısıyla düşünmediklerini ifade ediyor: “İkinci el yapmak şart. Müşterinin ikinci el aracını değerlendirmen lazım. Bu başlı başına ayrı bir sektör, dolayısıyla da ayrı bir profesyonellik istiyor.” İletişim mezunu olmanın avantajları
Namık Özçelik, Yeditepe Üniversitesi’nde gazetecilik eğitimi almış. Gazetecilik yapmasa da eğitiminin işine çok önemli katkıları olduğunu söylüyor: “Özellikle otogarda faydasını çok gördüm. Orada sinirli, gergin, memnuniyetsiz müşteri çok. Otogarda gerçekten oturup konuşarak, diyalog kurabildiğim noktada ikna edemediğim kimse olmadı. "Avenue’ye hizmet vereceğiz"
Özçelik, İstanbul’da Avenue sayısının artmasına bağlı olarak bu ürüne yönelik de hizmet verebileceklerini belirterek; “Şu anda Brey ve Ataser bu hizmeti veriyor. Bu noktada bir sıkıntı yok. Avenue sayısı artacak. Biz de ihtiyaç olduğunda Avenue’ye hizmet vermek için hazır oluruz” dedi. Yeni hizmet noktası
Yeni hizmet noktaları oluşturma konusunda çalışmalar yürüttüklerini de açıklayan Namık Özçelik, “Ben her zaman Basın Ekspres yolunda bir hizmet noktası oluşturmayı hayal ediyorum. Burası devam ederken orada bir hizmet noktası kurabiliriz. Orası bir prestij noktası. Uygun bir yer arayışı içindeyiz” sözleriyle bir özlemini dile getirdi. İlk 10 sırada
Temsa Global yetkili servisleri sıralamasında ilk 10 arasında yer aldıklarını, hedeflerinin ise ilk sıralara çıkmak olduğunu belirten Namık Özçelik, “Müşteri memnuniyetinin sürekliliğini hedefliyorum. Müşterimiz zaten en iyi hizmeti bizden aldığını bildikleri için sadakatle bize geliyor. Müşterileri sadakati yüzde 80 düzeyinde. Bu da başarıyı getiriyor. Müşterilerimiz otobüsçülük yaptığı, bizim markayı tercih ettiği müddetçe bize gelir, hatta bizim markanın dışına çıktığı zaman bile bize gelir” dedi. Bakım aralıkları uzaması sevindiriyor
Namık Özçelik, bakım aralıklarının uzamasının yetkili servis olarak kendilerini üzmediğini, hatta sevindirdiğini belirterek; “Biz çok arıza yapan, sık servise gelen bir markanın servisi olmayı zaten istemeyiz. Kaliteli ürün ürettiğinizde zaten müşteri o ürünü seçer. Pazardaki ürün arttıkça bu bize de olumlu yansır. Temsa’da şimdi bunu yaşıyoruz. Araçlar kaliteli ve yollardaki sayı çok hızlı artıyor. Yetkili servis olarak bizi bu sevindiriyor” şeklinde konuştu. Teknolojinin maliyetleri
Özçelik, müşterinin aracı kullanım konusunda bilinçlendiğini ancak bir tek konuyu öğrenemediklerini söyleyerek; “2002’den beri, gördüğüm müşteri portföyü hemen hemen aynı. Arabayı tanıyan müşteri biraz daha arttı. Otomatik vitesi; retarderin arabayı durdurmayacağını sadece yavaşlatacağını öğrendiler. Aracın neden fazla yaktığını öğrendiler. Fakat teknolojinin bir maliyetinin olduğunu öğrenmek istemiyorlar. Onlar hala eskisi gibi mazotunu koyalım, az harcayalım, on numara yağ kullanalım; 50 liraya bilet satalım arabamız paket olsun, çok para kazanalım istiyorlar” dedi. Sadık müşteriler
Otobüs servislerinin nakit çalışamama gibi bir kaderleri olduğunu vurgulayan Namık Özçelik, “Hangi servis yüzde yüz nakit çalışıyorum dese inanmam. Otobüsçünün bugün cebinde parası olur, yarın olmaz. Borca sadık olma durumu yöresel olarak değişir. Bir Ağrılı müşterimiz geldi, ‘ben bir kere gelirim nakit paramı öderim, ikinci defa gelirim nakit paramı öderim, sana güven sağlarım; üçüncü defa geldiğimde param yoksa benim işimi yapma çünkü onu ödeyemeyeceğimdir’ dedi. Bunu itiraf etmesi benim çok hoşuma gitti. O adamın bana dokunmayacak şekilde bakiye bırakması vicdanımı zorlamaz. Helal olsun derim çünkü adam itiraf ediyor. Ancak bu sözler aynı zamanda piyasa gerçekliğini de işaret ediyor. Bazen müşteri güven veriyor, ama bir süre sonra elimizi veriyor, kolumuzu kurtaramaz oluyoruz. Bunun yanında 50 lira için 100 lira için köyünden kalkıp ‘bak borcumu ödemeye geldim’ diyen müşterim de oldu. Bireysel otobüsçüye mecbur vade açıyoruz. Onun hangi dönemde firmalardan para aldığını, ne kadar ödeme yapabileceğini biliyoruz. Biz tokat yiyerek öğrendik ama çok şükür bu aralar bir batağımız yok” dedi. “Ben bu işi Temsa ile sevdim”
“Bu işin sevmediğim tek yanı gece çalan telefon. Tabii ki 24 saat hizmet veriyoruz, onda sıkıntı yok. Ama gece çalan telefon istemiyorum. Adam ’ne yapıyorsun’ diye aramıyor; şurada kaldık, burada bu oldu, şu oldu diye derdini sıralıyor. Onun işini yapmak sıkıntı değil. Canımı sıkan adamın yolda kalması, beraberinde de yolcunun da mağdur olması… Sevmediğim tek yan bu. Ama ticari araç bu, ister istemez bu olacak. Bazen bizi gören yolcular seviniyor, onların sevinciyle biz de mutlu oluyoruz.” www.tasimacilar.com 13.10.2012 Saat:10:45