Ergün Bilen: “Bulgaristan Türk Nakliyecisine Ciddi Darbe Vuruyor”

Ergün Bilen: “Bulgaristan Türk Nakliyecisine Ciddi Darbe Vuruyor”

Uluslararası taşımacılıkta büyük bir pay oluşturan Türk nakliyesi yabancı ülkelerinde dikkatinden kaçmıyor. Türk Nakliyecisinin gümrüklerde yaşadığı sıkıntılar bitmek bilmiyor.

İthal ve ihraç taşımaların can damarı konumunda olan Türkiye’nin sınır kapılarında yaşadığı sıkıntılar bitmiyor. Hâlihazırda tam anlamıyla bir türlü çözüm noktasına varılmayan Bulgar sorunu, geçtiğimiz günlerde Rusya ile yaşanan TIR karne problemleri, Orta Doğu’ya doğru indiğimizde haksız rekabetle karşı karşıya kalan Türk nakliyecisinin İran ile yaşadığı sorunlar, Avusturya taşımalarında zorunlu tren uygulaması ve sektörün kendi içinde yaşadığı kalifiye şoför ihtiyacı…

Taşımalarda yaşanılan sıkıntıları, kapı girişlerinde ve çıkışlarında yaşadıkları problemleri aynı zamanda Uluslararası Nakliyeciler Derneği(UND) üyesi ABC Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Bilen’den dinledik.


“Sektör bilinçsizce rekabet ediyor”

Kayseri menşeli ABC Lojistik 2500 metrekarelik antreposunda toplamda 310 özmal aracıyla Mobilya, Beyaz Eşya ve Çelik Halat gibi malzemelerin özellikle AB ülkelerine taşınmasını gerçekleştiriyor. Sektör içinde ciddi anlamda bir rekabet yaşandığını belirten ABC Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ergün bu rekabetin nedenini bilinçsiz taşıma yapan nakliyecilerden kaynaklı olduğunu belirterek “

Sektör içinde ciddi anlamda bilinçsiz bir rekabet var. Sektör içindeki birçok arkadaşımız maliyet hesabı yapmıyor. Müşteriye hizmet verirken daha iyi nasıl hizmet veririm, bir üst boyuta nasıl ulaşabilirim diye uğraşmıyor. Kaça taşıyorsun 3000’e gidiyor, ihracatçıya 2800, yaz olduğu zaman 2500… Yekûna vurunca çok daha ciddi rakamlarla karşılıyorsunuz. Malı Avrupa’ya çıkarmak için maliyeti düşürüyor. Bu aradaki fark da biz nakliyecilerin cebinden çıkıyor. Tam anlamıyla bir fiyat politikası oturtamadık. Hizmette rekabet etmemiz gerekiyor. Mesela bizim Avrupa’da özel şoförlerimiz var. Biz yükü paletlerin üzerine kendimiz indiriyoruz. Rekabet adına bu şekilde farklı çalışmalarımız var. Ben bilinçsizce yapılan rekabete karşıyım” dedi.

Taşımalarda Almanya taşımasını örnek gösteren Bilen, “Mesela Almanya’ya 3500’ün altında gidilmemeli ki, nakliyeci arkadaşlarımız para kazanabilsinler. Ama 2000-2500’e giden nakliyeciler var. Normalde ortalama 2900- 3000 Euro Almanya’nın maliyeti… Bu nakliyeci ve ihracatçı arasındaki fiyat pazarlığına göre değişebiliyor. Ama 3400-3500 olsa herkes çok rahat bir şekilde bu sektörden ekmek yiyebilir” şeklinde konuştu.

“Rusya ile dozvala sorunu çözülürse taşımalar artar”

Her yıl Rusya’ya yapılan ihracatın arttığını bundan dolayı Rusya’ya yapılan taşımalarda dozvala problemi yaşadığını aktaran Bilen, bu problemin aşılması durumunda taşımaların daha da artacağını söyledi.

UND’de yapılan toplantılarda bu sorunun ağırlıklı olarak dile getirildiğini de aktaran Bilen, “Ciddi anlamda geçiş belgesi alabilmek için mücadele ediyor. Rusya ile Enerji Bakanlarının toplantısı vardı. Toplantıda Enerji Bakanımız, Rus Enerji Bakanı ile bu konu üzerine değerlendirmelerde bulundular. Enerji Bakanımız bu anlamda yaşadığımız sıkıntıları Rus Enerji Bakanı ile paylaştı. UND’nin de bu konu da çok ciddi girişimleri oldu fakat maalesef yeterli değil. Rusya diktatör bir ülke olduğu için pek de aldırış etmiyorlar yani… Teminatlar konusunda, sigorta konusunda, geçişlerde kesilen cezalar konusunda ciddi anlamda Rusya’yla sıkıntılar yaşıyoruz” diyerek Rusya’nın taşımacının önünde büyük engel teşkil ettiğini sözlerine ekledi.


“Bulgaristan Türk nakliyecisine yıldırma politikası uyguluyor”
 

Bulgaristan’da yaşanan sorunların ise tamamen siyasi nedenlerden kaynaklandığını belirten Bilen, uygulamaların mantık dışı olduğunu şu sözlerle ifade etti: “Geçen gün araçlarımıza ceset torbası yok diye ceza kestiler. Tutuyorlar arabanın lastiklerini ölçüyorlar. 1 milim ince olunca sökeceksin bu lastiklerle gidemezsin diyorlar. Ya da geçeceksin garaja lastiği değiştireceksin. Türk nakliyecilerinin isyanları boşuna bir isyan değil. Tüm amaç Türk taşımacılarının önünü kesmek. Bulgar TIR’ları çok rahat gelip gidiyorlardı. Türk makamlarının denetimleri sıklaştırması sonucu Bulgarlar yakalandı. O süreçten sonra Bulgarlar da Türk nakliyecilerine bariz yıldırma politikası uyguluyor, başka bir ifade ile misilleme yapıyorlar.”

Bulgaristan’ın Türk nakliyesine ciddi darbe vurduğunu söyleyen Ergun Bilen “Yabancı taşımacıların Türk nakliyecilerinden ciddi anlamda pay aldığını hep söylüyoruz. 6 ay öncesine kadar Bulgar taşımacılar hakkı olmayan bu taşıma pastasından ciddi pay alıyorlardı. Türk nakliyecisine çok ciddi darbe vuruyorlardı. Şimdi ise, Gümrük Bakanımızın çalışmaları sayesinde kapılarda yapılan kontroller ve denetimler sayesinde bu engellenmiş oldu. Bulgar Bakan ve yetkililerin Türk nakliyecine uyguladığı bu sıkıntı yaşanan bu gelişmelerden kaynaklıdır. Tüm nakliyeciler şuan da bunu hissetti. Bulgaristan’a ihracata giden nakliyecilerimizin durumlarının bu anlamda gayet iyi olduğunu biliyorum” dedi.

“Avusturya’nın Türklere tavrından Almanlar da rahatsız”

Avusturya da yaşana soruna da değinen Bilen Gümrük Birliği anlaşmasına göre araçlara uygulanan serbest dolaşım hakkının Türk nakliyecisine tanınmadığını belirterek bu durumu Avusturya’nın Türklere uyguladığı dış politikası olarak yorumladı. “Bugün Romen, Macar, Bulgar TIR’ları serbest bir şekilde girip çıkarken biz neden yapamıyoruz” diyerek sıkıntısını dile getiren Bilen, bu konunun da Gümrük Bakanlığı yetkililerince bir çözüme varacağını umut ettiğini ifade etti.

Alman Gümrük ve Ticaret Bakanı ile Türk yetkililerin konuyla ilgili olarak görüştüğü bilgisini veren Bilen Türk taşımacısına yapılan bu tür uygulamaların bir an önce bitmesi gerektiğini ifade ederek, “Almanya’da aslında bu durumu kabullenemiyor çünkü Almanya’ya giden bir malda nereden bakarsanız bakın 2-3 günlük bir gecikme söz konusu. İstanbul’dan Belçika, Hollanda veya Fransa’ya giden bir araç Kapıkule’de 2-3 gün bekliyor. Bulgar sınır kapısından geçtiğini düşünelim geldin trene, 3 gün sıra beklediğin oluyor. Türk nakliyecisinin diğer taşımacılara oranla 5 gün kaybı var. 3-4 günde Almanya’da olması gereken araç 7-8 günde ancak varabiliyor. Bu da nakliyeci için, ihracatçı için maliyettir. Genel anlamda ise, Türk ihracatını baltalamaktır. Sefer sayısı ve zaman üzerinden hesaplarsak, ciddi anlamda bir maliyet yarattığı görülecektir. Bununla ilgili Gümrük ve Ticaret Bakanımızın ve Ekonomi Bakanımızın çalışmaları var. Böyle bir uygulamadan Alman Bakanlarında haberi yokmuş. Şuan da Alman Bakanlar da Avusturya hükümetine baskı yapacaklarını açıkladılar” dedi.

Avusturya’nın Türklere çevre duyarlılığı konusunda sürekli açıklamalar yaptığını söyleyen ABC Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Bilen, Avrupa’ya giden Türk TIR’larının Euro 5 motorlu çevreye duyarlı araçlar olduğunu belirterek bunun haksız bir uygulama olduğunu, bu sorunların çözümünde hükümet ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte hareket etmesi gerektiğini belirtti ve “Hükümetimizin de bu işe bir el atması gerekiyor. Türk nakliyecilerinin yanında bir duruş sergilemeleri gerekiyor. TİM, UND ve Bakanlıklar hep beraber çalışıyorlar zaten, şuana kadar biz hükümetimizi hep yanımızda hissettik, inşallah bundan sonra da böyle olur” diyerek 2023 hedefleri içinde yer alan 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak için kapı geçişlerinin ve yolların genişlemesi, peronların arttırılması gibi mevcut sorunların da ivedilikle çözülmesi gerektiğini söyledi.

ABC Lojistik şoför sıkıntısını kendi yöntemleriyle çözüyor

Sektör içinde özellikle Kayseri bölgesinde bir süredir şoför sıkıntısı çektiklerini belirten Ergün bunun çözümünü ise kendi içlerinde uyguladıkları bir yöntemle hallettiklerini söyleyerek “ 160 tane araç satın alarak sektör içinde ciddi yatırımlar yaptık. Bizim açımızdan Kayseri’de ciddi anlamda şoför açığı oluştu. Traktör ve biçerdöver süren kim varsa, gelin dedik. Araba vereceğiz, şoförlük öğreteceğiz dedik. Kayseri’den depolara, işyerlerine garaja gide gele 70-80 tane kendimize şoför yetiştirdik. O dönemde kimi arabayı kaydırdı, kimi vurdurdu bunun bedelini de ağır ödedik ama sıkıntılarımızı da neredeyse aştık. Ama şuan için ciddi anlamda sektörde işi bilen şoför sıkıntısı var ve bu hep olacak. Çünkü bu konu ile ilgili yeni gelişen bir jenerasyon yok. Şoförlerimiz iç piyasada rahat bir şekilde geziyor ama Avrupa deyince korkuyor. Gözünde çok büyütüyorlar. Ama şoförlerimizin bu konuda teşvik edilmesi gerekiyor. Sektördeki firmalar olarak, bakanlık olarak üzerinde çalışılması gereken bir konu, ciddi eğitimlerin verilmesi gerekir. Her kentte her ilçede meslek lisesi var. Şoför eğitimlerinin verilebileceği bölümler olabilir, şoförler yetiştirilebilir. Ekip bulabiliyorsun, araç bulabiliyorsun ama düzgün çalışacak şoför bulamıyorsun” dedi.

Çok şanssız bir sektör içinde olduklarını ifade eden Bilen “nakliyecinin çok ortağı var. Bir devlet, iki şoför, üç nakliyeci… Hükümetin en iyi politikası belgeden para almak, trafik cezası yazmak. Radarları kaldırdılar, çoğu şoför bunu fark etmiyor ama arkalarından ciddi anlamda cezalar geliyor. Şoförlerin hepsi değil belki ama bazıları art niyetli olabiliyor. Şoförün harcırahı var, onun dışında bir takım yan gelirleri var. Bazen öyle durumlar oluyor ki, şoförün kazandığı o parayı o serviste firma ya da araç kazanmıyor. Üçüncü ortakta biz nakliyecileriz. Sona ne kalırsa o bizim” şeklinde konuştu.

“Bu sektörün kendi gemisinin olması gerekir”

Ro-Ro ile taşımacılık konusuna da değinen Ergün Bilen, Ro-Ro ile taşımacılığın sektör içinde yoğun olarak kullanıldığına dikkat çekerek sektörün kendi gemisinin olması gerektiğini belirtti.

Şirket olarak UN Ro-Ro’yu kullandıklarını söyleyen Bilen, fiyatların yüksekliğinden de şikâyet etti ve “UN Ro-Ro’nun fiyatları çok yüksek. Bir indirim yapıldı ama bu sektör için yeterli bir indirim değil elbette ki… UND Denizle de çalıştık, UND Deniz desteklenmedi. Aslında en başında olmaması için hiçbir neden yoktu ama içimizde halledemedik o işi… Bugün mesela Ekol yapıyor bu işi gayet de başarılı… UND Deniz sektördeki tüm firmaları tek tek aradılar. Bu proje yaşasın diye bizi de aradılar. Normalde UND Deniz’i yaşatabilseydik onun arkası gelebilirdi” dedi.

Dört tarafı denizle kaplı bir ülkede, sektörün elini taşın altına koyması gerektiğini ifade eden Bilen, bu ihtiyacın her geçen gün daha da arttığını şu sözlerle dile getirdi: “Herkesin taşın altına elini koyması gerekir. İşte o zaman olabilir. Çünkü bu sektörün ihtiyacı ve bu ihtiyaç her geçen gün biraz daha artıyor. Bu sektörün kendine ait gemileri ve bir şirketinin olması gerekir. Kesinlikle bu şart… Yani Bulgar bugün bunu yapıyor 6 ay sonra yine bu eziyeti yapacak. Bu kural şuanda giriş ve çıkış yaptığımız ve sorun yaşadığımız her ülke ve kapı için geçerlidir. Bu sebeple sektör bu konuda acilen adım atmalı ve çözümü kendi içimizde yeniden bulmalı ve hayata geçirmeliyiz. Bu ciddi bir iş, ciddi bir yatırım istiyor. Bu 50-100 tane araç almaya benzemiyor. Milyon dolarların döndüğü bir yatırımdan bahsediyoruz. Ciddi anlamda bir alt yapı çalışması yapılıp, hayata geçirilmesi gerekir. Derneğimiz bu konuda çalışıyor ama ne olacak veya nasıl olacak, hayata geçer mi geçmez mi onu da zaten zaman gösterecek. Burada farklı seçeneklerde olabilir, Ekol’le işbirliği olabilir, UND Deniz olabilir ama ne olursa olsun bunun aşılması gerekir.”

Oya KAYA / Alev ARSLAN

www.tasimacilar.com


 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.