Hem Trafikten Hem İETT’den Ceza Yiyoruz

Hem Trafikten Hem İETT’den Ceza Yiyoruz

İstanbul Halk Ulaşım Aş Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Kala Ankara ve İstanbul eksenli yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi vererek, yaşanılan sorunlara dikkat çekti.

Kala, 2 yıl önce Zeytinburnu’nda yeni ve modern bir yapı ile İstanbul Halk Ulaşım AŞ olarak kurumsallaşmanın ilk adımını attıklarını belirtti. 850 metrekaresi kapalı alandan oluşan ve toplam 2.100 metrekare genişliğe sahip alanın geri kalan bölümleri ise açık hava, dinlenme alanı olarak kullanılıyor. Kala bu modern yapıyı şu sözlerle betimledi; ‘ İstanbul Halk Ulaşım AŞ olarak, Avrupa yakasında 2.110 tane Özel Halk Otobüsü içinde 453 araçla İstanbul halkına en iyi hizmeti sağlamak amacıyla bu modern yapı içinde muhasebe, bileşim, hukuk müşavirliği ve basın yayın departmanları ile güvenli, konforlu ve ekonomik toplu taşıma hizmeti veriyoruz’ dedi.

‘Yüzde 40’a varan bir oranda araçlarımızı yeniledik’

Esas amaçlarının hizmet vermek olduğunun altını çizen Kala; özel sektör olmalarından kaynaklı elbette para kazanmalarının da zaruri bir durum olduğunu kaydetti. Kala sözlerini şöyle sürdürdü; Para kazanırken de yine amacımız ekonomik olarak kar etmenin ötesinde kaliteli hizmet sunabilmektir. Bunun için her 5-6 yılda bir araçlarımızı yeniliyoruz. Teknoloji her geçen gün biraz daha değişiyor, alçak tabanlı araçlar özellikle 5378 sayılı Engelliler Kanunu’na hitap edebilmemiz için bugün şirketimizde yüzde 40’a varan bir oranda araçlarımızı yeniledik’ dedi.

‘Kurumsallaşmanın başka bir adımı; sermaye ortaklığı’

Kurumsallaşmanın başka bir önemli adımı olarak sermaye ortaklığına vurgu yapan Kala şu ifadelere yer verdi; kurumsallaşma yalnızca bina ve yapılarla olmaz, bu bir sistem meselesidir. Örneğin biz diyoruz ki, 453 tane esnaf arkadaşımız var. Bu 450 esnaf arkadaşımız bu şirketin hissedarları olsunlar. Araçlarımızın ruhsatları da şirket adına olsun. 1000’e yakın şoför personelini şirket olarak, biz istihdam edelim, onlarla ilgili sicilleri tutalım, onların maaşlarını verelim, herkesin kıdemine göre maaşları, sigortası olsun, bu konuda güvenceleri olsun. Bu konuyla ilgili olarak çalışmalarımız devam ediyor’ dedi.


‘1 yıl yeterli bir zaman değil’

Kala bundan 8 ay önce göreve başladığını hatırlatarak; 1995 yılında emekliye ayrılan bir öğretmen olarak bu sektöre nasıl girdiğini kısaca anlattı. Kala sözlerini şöyle sürdürdü; ‘Sektörümüz adına çok çalıştım, zamanla bu sektör için farklı ne yapabilirim dedim ve bugün İstanbul Avrupa yakasında Halk Ulaşım’ın tüm esnaf arkadaşlarımızın teveccühü ile Yönetim Kurulu Başkanı seçildim’ dedi. Yapılan Genel Kurul’da yeni yönetimin çalışma sürelerini 1 yıl olarak takdir edildiğini belirten Kula; Bu bir yılın ilk 8 ayını doldurduklarını ve süre içinde devamlı mücadele ve koşuşturma ile geçtiğini vurguladı ve bir yıllık sürenin yeterli olmadığının da altını çizdi. Kula; Normalde bu süre iki yıldı, fakat bu Genel Kurul’umuzda arkadaşlarımızın bazılarının talebi doğrultusunda yılda bir kez Genel Kurul yapılması uygun görüldü. Fakat bu süre yine Genel Kurul’daki arkadaşlarımızın takdiri ile yine 2 yıla çıkabilir’ dedi.

‘Kadir Topbaş’la görüşme çabası içindeyiz’

‘Görevde bulunduğumuz süre zarfında esnafımızın güvenine layık olmaya çalışarak bir takım çalışmalarımız oldu ve bu çalışmalarımız devam ediyor’ diyen Kala, diğer şirketlerle olan ilişkilerin düzeltildiğini, hatlarını belirlediklerini ve bunları talep ettiklerini belirtti. İETT’nin bu taleplerini değerlendirdiklerini ve konuyla ilgili bir dizi temaslarda bulunduklarını aktardı. UKOME’nin de gelen talepleri yerinde bularak onay verdiğini aktaran Kala; ‘İkinci bir paket olarak yine bazı taleplerimiz UKOME’den geçti ve bu ay içinde uygulamaya konulacak. Belediye başkanımız Kadir Topbaş’la görüşme çabası içindeyiz. Yüz yüze ve detaylı bir görüşme talebimiz oldu’ dedi.
 


‘Çalışmalarımız Ankara ve İstanbul eksenli yürüyor’

Kala ayrıca İstanbul Halk Ulaşım AŞ olarak çalışmalarını iki boyutta sürdürdüklerinin altını çizerek; bu çalışmaların ilk ayağının İstanbul, ikinci ayağının ise Ankara eksenli yürütüldüğünün bilgisini verdi. Kala bu çalışmalar doğrultusunda; ‘İstanbul’da hat taleplerimiz için İETT İşletme Genel Müdürümüz, Bölge Müdürlerimiz, Planlama Daire Başkanlarımızla iyi bir diyalog içindeyiz, sorunlarımız olumlu ve yapıcı bakış açıları sayesinde çözümlenebiliyor. Hat taleplerimiz olumlu karşılandıktan sonra İETT, Halk Otobüsleri ve Otobüs AŞ olarak üçlü bir mutabakat yapıyoruz. Biz kendi aramızda uzlaşıyoruz, anlaşıyoruz ve daha sonra mutabık kaldığımız kararlarımızı UKOME’ye sunuyoruz’ dedi.

‘2918 sayılı yasada ÖHO tanımlaması yapılmalı’

Ankara’da sürdürülen çalışmalar hakkında da bilgi veren Kala; ‘Geçtiğimiz günlerde Ankara’ya gittik, İstanbul milletvekillerimiz Metin Külünk, Osman Aşkın Bak, Ahmet Baha Öğütken ile özel olarak görüştük. Özellikle de Metin Bey’in büyük çabaları var. Bizim Ankara’dan 4 tane talebimiz var; Bunlardan biri 2918 sayılı yasada Özel Halk Otobüsleri’nin tanımının konulmasıdır. 2918 sayılı yasaya baktığınızda at arabasının, çekicinin, bisikletin, motosikletin, minibüsün yani karayolu üzerinde hareket eden her aracın bir tarifi var ama bugün Türkiye genelinde 22.000 tane olan Özel Halk Otobüsü’nün tarifi yok. Bu tarifin yetkililer tarafında acilen belirlenmesi gerekiyor’ diyerek konunun ivedilikle çözümlenmesi gerektiğini bildirdi.


‘Kent İçi Toplu Taşım Yasası çıkartılmalı’

İstanbul Halk Ulaşım AŞ olarak, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye yasasına göre İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına hizmet sunduklarını kaydeden Kala; ’Türkiye’de 22.000 tane Özel Halk otobüsü olmasına rağmen bir yasamız yok. Kent İçi Toplu Taşım Yasası’nın çıkartılması gerekir. Bugün İstanbul’da bir halk otobüsü nasıl işletilir, ne zaman çalışır, nasıl çalışır, personeli ne kadar olmalı, otobüsün şekli, biçimi nasıl olmalı, nereye bağlı olmalı bizim kaderimiz belediye başkanlarının elinde yani illerde büyükşehir belediye başkanlarının, ilçelerde belediye başkanlarının iki dudağı arasındadır’ dedi.

‘Günlük taşıdığımız yolcunun yüzde 40’ı indirimli, yüzde 10’nu ücretsiz’

Ankara’dan çözüme ulaştırmalarını istedikleri bir diğer konu başlığı olarak KDV’lere dikkat çeken Kala; ‘Ben kamu hizmeti yapıyorum, bu hizmeti yaparken de birçok sektörde Türkiye’de KDV oranı yüzde 0 ile 18 arasındadır’ dedi. Kala, birçok kalemde KDV oranlarının yüzde 8, yüzde 5 hatta bazen yüzde 0 olmasına rağmen kendileri için bu oranların söz konusunu olmadığını belirtti. Kala; ‘taşımacılık yapan örneğin okul servis araçlarında çocuğun babası polistir, öğretmendir yani kamu görevlisidir deyip indirimli taşımazlar. Babası başka bir kurumun görevlisi veya sorumlusudur deyip, ücretsiz de taşımazlar. Onlar yüzde 8 KDV ödüyor, bizim ise günlük taşıdığımız yolcunun yüzde 40’ı indirimlidir. Yüzde 10’unu da ücretsizdir. Böyle olmasına ve kamu hizmeti yapıyor olmamıza rağmen yüzde 18 KDV ödüyoruz’ diyerek süre giden sistemi eleştirdi.

‘UKOME’de temsil hakkı istiyoruz’

Son talep olarak temsil hakkına vurgu yapan Kala; UKOME denilen bir kuruluş var, İstanbul’un temel sorunlarını karara bağlayan ve 22’ye yakın üyesi olan bir kurumdan bahsediyoruz. UKOME’de benim adıma kararlar alınıyor ama bizim bu yapı içinde bir tane temsilcimiz yok. Bütün sistemlerde bizim adımıza, bizim haberimiz olmadan kararlar alınıyor. Biz sadece alınan bu kararların sorgusuz sualsiz uygulamasında varız’ diyerek isyan etti.

‘Bir yapı hem polis hem gardiyan olamaz! Olursa adalet olmaz’

UKOME içinde sadece İETT’nin temsilcisi olduğunu hatırlatan Kala; İETT ile devamlı rekabet halinde olduklarını hatırlatarak; Bir yapı hem polis, hem hâkim, hem savcı, hem gardiyan olursa burada adaletten bahsetmek mümkün değildir’ diyerek; Devletin denetleme yetkisine sahip olması gerektiğine dikkat çeken Kala; ‘İETT bütün araçlarını özel sektöre devretsin’ dedi.


‘Hem İETT’nin hem de trafik polislerinin cezai işlemlerine maruz kalıyoruz’

Kala; ‘Ben Özel Halk Otobüslerinin başkanıyım. Hata yapan bir vatandaşıma ben ceza yazamıyorum. Ama İETT’nin birçok personeli, birçok denetleyicisi haksız yere ceza yazıldı demek istemiyorum ama bir takım haksız uygulamalar da yaşanıyor’ dedi. Kala sözlerine şöyle devam etti; ‘Trafik kurallarında elbette trafik polisi gördüğü zaman bana ceza yazmak zorunda… EDS sisteminde ceza yazılıyor aynı zamanda İETT’de bana kırmızı ışıkta geçtim diye ceza yazabiliyor. Bizim yönergemizin 28. Maddesi’nde 28 tane ceza kuralı var. Bu belirlenen yasaklardan birini ihlal ettiğim zaman direkt bana ceza yazılıyor. Özetle biz hem İETT hem de trafik polislerinin cezai işlemlerine maruz kalıyoruz. Örneğin; Kırmızı ışıkta geçmenin cezası 2000 bilet ‘diyerek uygulamaya tepki gösterdi. Sistem işlenilen suçlara karşı elbette bir yaptırım uygulamalı diyen Kala;’ cezanın olmadığı yerde elbette kurallar işletilemez’ dedi. Fakat bu karar mekanizmasının içinde Özel Halk Otobüsleri de, temsilcileri de yer almalı’ dedi.

‘İstanbul’da Topbaş’ın, Ankara’da Erdoğan’ın desteğine ihtiyacımız var’

İstanbul Halk Ulaşım AŞ Yönetim Kurulu olarak esnaf için önem arz eden bu dört maddeyi Başbakan’la da görüşeceklerini kaydeden Kala; bu görüşme ile ilgili bir organizasyon yapmaya çalıştıklarını belirtti. Sorunların çözümü konusunda umutlu olduklarını söyledi. Kala sözlerine şöyle devam etti; ‘Başbakanımız Erdoğan’ın belediye başkanlığı yapması sebebiyle bizi çok daha iyi anlayacağını düşünüyoruz. Bu konuda başbakanımızın desteğini istiyoruz. İstanbul’da nasıl Kadir Topbaş belediye başkanımızın desteğine ihtiyaç duyuyorsak, Ankara’da da başbakanımızın desteğini istiyoruz’ dedi.

‘Engelli Yasası ile ilgili bir şey yapamadık’

Konuşmasında 5378 sayılı Engelliler Yasası’na da değinen Kala, Engelliler Yasası’na 7 yıllık bir geçiş süreci tanımışlardı. 2012 yılında biz ve belediyeler pek bir şey yapamadık. 1 yıl uzatıldı, 2013 yılına geldik elbette süreçle ilgili belediye, ilgili bakanlıklar, akil insanlar ilgileniyorlar, 2 yıl daha ertelendi. 5378 sayılı yasa 2015 yılına kadar ertelendi. Biz bir şey yapmayalım demiyoruz, biz hazırlıklarımızı yapıyoruz. Şuanda 150’ye yakın arabamızı yeni aldık. Bu yeni aldığımız arabalarımız da engelli erişimine uygun, yeni nesil, EURO 5 çevreci motorlar, teknolojik tüm donanımlara sahip, akıllı duraklar sistemi ile donatılmış araçlar, bu araçlarımız sayesinde taşıdığımız yolculardan da çok olumlu tepkiler alıyoruz’ dedi.

‘Çok yavaş hareket ediyoruz’

5378 sayılı Engelli Yasası’nın toplu taşım araçlarının engelli erişimine uygun hale getirilmesi konusunda ciddi bir maliyet getireceğini hatırlattığımız ve Engelli Yasası’nı Halk Ulaşım AŞ açısından fayda, maliyet gibi noktalarda değerlendirmesini istediğimiz Kala şunları aktardı; Türkiye’de 76 milyon insan yaşıyor, bu 76 milyonun tarifi yapılırken, bu rakamın yüzde kaçının engelli olduğuna yönelik elimizde bilimsel bir veri yok. Türkiye’ de bu vatandaşlarımız da insan, bu vatandaşlarımızın da dışarıya çıkma hakkı var. Fakat bu imkânları da bizim oluşturmamız gerekiyor. Biz 2005 yılında bu yasa çıktığı zaman belediye, hükümet, STK’lar bu konuda hassasiyetlerini göstermeliydik ama ne yazık ki çok yavaş hareket ediyoruz’ diyerek eleştiri ve özeleştiri verdi.


‘Kamu da üzerine düşeni yapmalı’

‘Bugün belediyelerimizde birçok kamu kurumunda hatta sokak kaldırımlarında, kamu binalarında, okullarda, hastanelerde doğru düzgün engelli vatandaşlarımız giremiyorlar’ diyerek eleştirilerini sürdüren Kala; ‘Bizim otobüslerimize de binemiyorlardı. Beylikdüzün’den Söğütlüçeşme’ye kadar metrobüs hattımız var. Fakat engellilerimiz için sadece birkaç yerde engelli durağımız var. Birçok yerde engelli asansörümüz yok. Belki ilerleyen süreçte yapılacak yeni düzenlemelerle sorun ortadan kaldırılacak fakat geçen zaman hep engelli vatandaşlarımızın aleyhine olacak’ dedi.

‘Devletten yardım ve destek bekliyoruz’

Bu konuda çalıştıklarını belirten Kala; Halk Ulaşım AŞ olarak tek başlarına bu sürecin altından kalkmalarının mümkün olmadığını da sözlerine ekledi. Bu konuda devletten yardım ve destek beklediklerine vurgu yaptı. Bunun somut adımı olarak; ‘Araçlarımızı yenilerken, tarifemizin belli bir seviyeye çıkarılmasını istiyoruz. Fakat bizim de devlet tarafından desteklenmemiz gerekiyor. KDV’lerimizin indirilmesi gerekiyor. Yakıtımızda ÖTV’nin indirilmesi gerekiyor. Nasıl ki deniz taşıtlarında indirildiği ise; bizde de indirilsin. Sonuçta biz kamu hizmeti veriyoruz. Ortalama yolcumuz 800’e yakın ve bu sayı gittikçe düşüyor. Bunun düşmesinin nedeni de farklı… Gittikçe İstanbul’da otobüs sayısı çoğalıyor. 2.100 tane Halk Otobüsü 10.000 yolcu taşıyordu. 2012 yılında 2.600 oldu. Otobüs AŞ gelince devriye ilk etapta 500-600 adet otobüs girdi. Benim ekmeğim bir daha parçalandı. 2013 yılında bu 3.100’e çıktı. Benim taşıdığım yolcu 690-700’e düştü. Bu da benim yeni araç almama engel bir durum yarattı. Devlet bizi sübvanseye etmeli… Herkes elini taşın altına koymalı, araçlarımızı da değiştirmeliyiz fakat aynı zamanda kaldırımlarımızı, yollarımızı, kamu binalarımızı engelli erişimine uygun hale getirmeliyiz. Ben böyle düşünüyorum’ dedi.

‘Kamu hizmeti veriyoruz, hizmet bedelinden muaf tutulmalıyız’

Dünyanın her yerinde toplu taşım araçlarının zarar ettiğini belirten Kala, ‘ama bu durumu ilgili belediyeler, bakanlıklar, sivil toplum kuruluşları, sübvanseye ederler’ dedi. Türkiye’de ise, bu durum tam tersi olduğunu belirten ‘özel sektör olarak biz kamuyu destekliyoruz. Biz İstanbul Avrupa yakasında 453 aracın dışında İstanbul’da 2.110 tane Özel Halk Otobüsü her ay ortalama 1.400 TL İETT ve BELBİM’e hizmet bedeli ödüyoruz. Aylık ve peşin olarak çalışıyoruz. Biz bu hizmet bedelinden muaf kalmak istiyoruz’ dedi.

‘Otobüs AŞ’nin araçlarının tercih edilmesi bizim için bir vesile’

Otobüs AŞ’nin toplu taşımada ‘belediyenin vitrini’ algısının yanlış olduğunu belirten Kala; Bugün Otobüs AŞ’nin 1.000’e yakın otobüsünün İstanbul sokaklarında çalıştığını belirtti. Otobüs AŞ’nin otobüslerinin tamamının engelli taşımasına uygun, EURO 5 çevreci yanı ile bugün ki standartlara uygun otobüsler olduğunu ve bu araçlarla aynı hatta ve peş peşe çalıştıklarını hatırlattı. Rotasyonla çalıştıklarını belirten Kala, ‘örneğin Otobüs AŞ’nin bir aracı çıkar, 10 dakika sonra Özel Halk Otobüsü çıkar. Böylelikle birbirimizi takip ederiz. Biz duraklarda şunlara şahit oluyoruz, yolcu biliyor zaten eski otobüs geldi arkasından yeni otobüs gelecek… Akıllı duraklar var, insanlar sıcakta, kışın soğuğunda klimalı araba istiyorlar. Böyle olunca da yolcu Otobüs AŞ’nin arabalarını tercih edebiliyor. Bu durum bizim araçlarımızı değiştirmemizde bir yerde bir vesile oluyor. Biz biraz daha çaba sarf etmek zorunda kalıyoruz’ dedi.

‘Otobüs AŞ, hatta girerken hattın kapasitesini ölçmeli’

Kala’nın Otobüs AŞ’den bir de isteği var; Otobüs AŞ’de bir hatta girilirken o hattın kapasitesi ölçülsün. Bir hattın kapasitesi 10 araçlık ise, oraya 2 araç fazla verdiğinizde o aracın kimyası bozulur. Geliri düşer ve insanlar mağdur olurlar. Otobüs AŞ, İETT ve biz Özel Halk Otobüsleri yetkileri olarak hat paylaşımı yaparken, hatlarda araba sayısı azaltılırken veya çoğaltılırken, oturup bir mutabakat yapmalıyız’ dedi.

‘Otobüs AŞ’nin gelir seviyesi bizimkisinden düşük’

Otobüs AŞ’nin Halk Ulaşım AŞ kurgusuna yakın bir sistem olarak ortaya çıktığını hatırlattığımız Kala, bu durumun kendilerine bir alternatif olup olmadığını sorduğumuzda ise sorumuza şu yanıtı verdi; ‘Bizim trafik ruhsatlarımız ve işletme ruhsatlarımız şahsa aittir. Otobüs AŞ’de trafik ruhsatları şahsa ait, işletme ruhsatları Otobüs AŞ’ye aittir. Bunun dışında aramızda hiçbir farklılık yok. Bir de onların gelir seviyeleri bizimkisinden daha düşük. Çünkü iyi hatlarda bizler çalışıyoruz’ dedi. İETT’nin bu konuda kendilerine imtiyaz sağladıklarını belirtti. İETT’nin İstanbul’un en ücra köşesine kadar hizmet götürmek zorunda olduğunu ve bu hizmeti götürürken de 5 yolcu ile gidip geldiği hatların olduğunu da hatırlatan Kala, ‘Biz gitmeyiz öyle hatlara ama onlar gitmek zorundadır’ dedi.

‘Sistem işliyor, problem yaşamıyoruz’

‘İETT’nin hat konusunda Halk Ulaşım AŞ’ye karşı olumlu tavrını inkar edersek, haksızlık etmiş oluruz’ diyen Kala, ‘Biz Özel Halk ulaşımını belediye adına yapıyoruz. Bunu yaparken de UKOME kararı ile yönergemizin 6. Maddesi İETT’ye yetki vermişti. Bu yetki mahkeme kararı ile iptal edildi. Şimdi tüm kararlar daha önce İETT tarafından belirlenip, encümen tarafından onaylandıktan sonra uygulamaya girerken artık UKOME’den geçmeden herhangi bir hat talebi, araba eksiltme-çoğaltma, hatta araçları A ve B noktalarına ötelemek gibi problemler yaşanmıyor’ dedi.

‘66 hattın 28’inde Otobüs AŞ ile birlikte çalışıyoruz’

Yaşanan bu olumlu gelişmelere rağmen UKOME’nin Halk Ulaşım AŞ’ye oranla Otobüs AŞ’yi daha fazla desteklediğini belirten Kala, UKOME’nin devamlı İETT’ye ‘siz devletsiniz, kurumsunuz, sosyal hatlarda siz çalışın, diğer hatlarda da Otobüs AŞ ve Özel Halk Otobüsleri çalışsın’ yönünde bir anlayış olduğunu belirtti. Halk Ulaşım AŞ olarak 66 tane hatta var olduklarını ifade eden Kala, 66 hattın 28 tanesinde Otobüs AŞ ile ortaklaşa çalıştıklarını belirtti. Otobüs AŞ’nin 2009 yılında Meclis kararı ile ortaya çıkışı ve 2011 yılında ihalelerde bugün 1022 tane hattın ihalesinin yapıldığını hatırlatan Kala; ‘Elbette onların da eksikleri var bizim de eksiklerimiz var. Bu zaman içinde de biz Otobüs AŞ ile birlikte çalışmak zorundayız’ dedi.

‘10 tane dar bölgemiz var’

Halk Ulaşım AŞ olarak uyguladıkları havuz sistemi hakkında da bilgi veren Kala; ‘10 tane dar bölgemiz var. 10 bölgenin 9 tanesi tek katlı, 1 tanesi de çift katlı aracımız var. Biz bir dar bölgenin hak edişinin toplamını alırız, önce o dar bölgede kaç tane otobüs var, diyelim ki 60 arabalık bir dar bölgemiz var. 60 arabanın hak edişini topluyoruz. 60’a bölüyoruz, önce bir ortak payda buluyoruz. Şirketin 453 arabası da dar bölgede ve ortak havuz sisteminde değil. Dar bölgeler kendi içinde havuz sisteminde yer alıyor. Her 15 günde bir şirket hesabımıza ortalama 6.500 ile 7.000 TL arasında hak edişimiz gelir’ dedi.

‘Hak edişlerimizi zamanında alıyoruz’

Hak edişlerini zamanında ve eksiksiz olarak aldıklarını da belirten Kula; ‘Bir dakika ve bir kuruş geçmiyor. Belediye ile aramızda bir protokol var. O protokolde ayda 2 kez raporlar çekilir. Ayın 15 ve 30 ya da 31’inde 7 iş gününden sonrada ödemesi yapılır. Son 1.5 yıldır 7 işgününü beklemiyoruz. 3 gün içinde muhasebemiz geliyor, çoğu kez de 4. gün hak ediş paralarımız geliyor’ dedi.

‘Dikey hatlarla raylı sistemleri beslemeliyiz’

İstanbul’da son dönemde belediyenin özellikle raylı sistemler başta olmak üzere Marmaray gibi farklı projelere yatırım yaptığını ve bu projelerden ne şekilde etkilendiklerini ve nasıl değerlendirdiklerini sorduğumuz Kala, sorumuzu şöyle yanıtladı; Ben meseleyi irdelerken tam tersinden başlayayım. Bilboardlar da yazıyorlar; 2009 ve 2023 yılları arasında şu kadar km metro yapılacak deniliyor. Çok geç kalınmış projeler, dünya devletleri gelişmiş ülkeler 100 yıl önce bunu bitirmişler. Bizim açımızdan geç kalınmış bir uygulama ve biz dikey hatlarla bu projelere besleme yapmalıyız. Lastik tekerli araçlar, dikey hatlarla metro ve metrobüsü beslemek zorundadır. Biz bu raylı sistemlerle beraber de para kazanabiliriz. Yavaş yavaş ona doğru gidiliyor. Önümüzdeki dönemlerde ben şahsen bu kadar metro açıldı, otobüslere bir şey kalmaz demiyorum, öyle bir düşüncem yok’ dedi.

Röportaj: ALEV ARSLAN


 


 


 


 


 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.