Önce merkebi kaybettirdiler, sonra buldurup sevindirttiler

Önce merkebi kaybettirdiler, sonra buldurup sevindirttiler

İSTAB (İstanbul Taşımacılar Birliği Derneği), plaka tahdidi konusunda esnafın yanında.

İstanbul’da servis sektörünün birçok sorunu var. Plaka tahdidi, korsan yasası, uygulamalar, cezalar, akaryakıt maliyetleri, servis sektörünün başlıca sorunlarından. İSTAB Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Orduhan, sektöre ve sektörün sorunlarına dair sorularımızı cevapladı. “Plaka tahdidi yapılmak zorunda.”
Sektörün en büyük sorununun plaka tahdidi olduğunu belirten Hakan Orduhan, plaka tahdidinin yapılmak zorunda olduğunu ve aksi takdirde bu işi yapacak ne firmaların ne de esnafın kalacağını söyledi. “Sektörün kurtuluşu, plaka tahdidi.”
“Servis sektörünün kurtuluşunun plaka tahdidi olduğunu düşünüyoruz. Bu zamana kadar devletin bu konu hakkında yaptığı herhangi olumlu bir gelişme yok. Hep bir olumsuzluk yapıldı. Biz o olumsuzlukları düzeltmeye çalıştık.” Diyen Orduhan, görevlerinin yaratılan olumsuzlukları düzeltmek olduğunu dile getirdi. “İSTAB sorunları masa başında çözer.”
Servis esnafının 2 Mart’ta Kazlıçeşme’de düzenlediği miting hakkında konuşan Orduhan, mitingin İSAROD’un organizasyonu olduğunu; kendilerinin bu konuda ki düşüncelerinin, sonuca daha iyi gidebilecekleri platformlarda tartışılması gerektiğini savundukları için, 2 Mart’ta Kazlıçeşme’de olmadıklarını dile getirdi. “Miting yasal bir haktır.”
Orduhan, konuyla ilgili şunları söyledi; “İSAROD miting yöntemini uyguluyor. Bu doğru bir harekettir. Miting, yasal bir haktır; ancak İSTAB olarak bizim düşüncemiz, masa başında, akıllı ve uzlaşmacı tavırla süreci çözüme kavuşturmaktır. Biz, bu nedenle 2 Mart’ta Kazlıçeşme’de değildik. Hiçbir tur şirketi, çalışanlarının 2 Mart’ta yapılan Kazlıçeşme Mitingine gitmesine engelleme gibi bir girişimi olmadı. 2 Mart’ta orada toplanan esnaf katılmayan arkadaşları için, böyle bir nedenden dolayı gelemediğini iddia etmişler. Ben böyle bir engellemenin olmadığını adım gibi biliyorum. Aksini iddia eden varsa hangi tur şirketinin engellediği kanıtlasın.” “Kendi firma çalışanlarıma, mitinge gitmeleri için mesaj attım.”
Tur şirketlerinin 2 Mart’ta ki tavrı hakkında konuşan Orduhan, “Tur şirketleri, çalışanlarına Kazlıçeşme’de ki mitinge gitmeyin diye hiçbir şey söylemedi. Tur şirketleri, yasal olmayan, izinsiz eylemler içinde olarak, plakaya ceza getirmeyin şeklinde uyarı yaptı.” Dedi. Orduhan, kendi firmasında ki çalışanlarına mesaj attığını belirtirken mesajda yazılı olanı paylaştı. Orduhan’ın çalışanlarına attığı mesaj şöyle; “Miting en demokratik hakkınızdır. Sizi demokratik hakkınızı kullanmaya davet ediyorum. Ancak giderken şirket ve okul logolarınızı kapatın “60 gün bir arabanın bağlanması demek esnafın ölmesi demektir.”
Korsan yasası hakkında, “Korsan yasasına göre kesilen cezalarda, eğer araba tur şirketinin kendi arabası ise; esnaf nasıl zarar görüyorsa, tur şirketi de o kadar zarar görüyor. Bağlanan araba esnafın arabası ise, Tur şirketi onun yerine bir araç bularak, burada imajın zedelenmemesi söz konusu olduğundan gerekirse daha fazla para verip araba bularak, maddi anlamda yüksek zarara giriyor. Burada bir karşılaştırma yapacak olursak, Esnafın bu cezalar karşısında yaşadığı zarar, Tur şirketine göre çok ağır bir zarardır.” Diyen Orduhan, 2400 lira para cezası ve 60 gün araç bağlama cezası kesildiğini; 60 gün bir esnafın arabasının bağlanmasının esnafın ölmesi anlamına geldiğini dile getirdi. “100 aracın engelli taşımaya uygun hale getirilmesi, 800 bin Euro”
Tekrar düzenlenen engelli dönüşüm yasası ile birlikte, tur şirketleri büyük bir maliyetten kurtulduğunu dile getiren Orduhan, “İstanbul’da 100 araca engelli dönüşüm yasasına uygun hale getirilmeye çalışılsa 800 bin Euro maliyet ortaya çıkıyor. Tekrardan düzenlenen yasaya göre, talep doğrultusunda araçlar engelli taşımaya uygun hale getirileceği için, Tur şirketleri ve esnaflar bu yükten kurtuldu.” dedi “UKOME’nin tavrı, konumuza göre değişiyor.”
UKOME ve Toplu Ulaşım Hizmetleri’nin kendilerine karşı tavrının, o gün ki gümdelerine göre değişiklik gösterdiğini söyleyen Orduhan, o gün ki konu plaka tahdidi ise kendilerine sıcak bakmadıklarını ama yol belgesi ile ilgili gittiklerin de kendilerine yardımcı olmaya çalıştıklarını ama plaka tahdidi dediğimiz an tavırlarının değiştiğini dile getirirken; “Bizi hiç istemiyorlar demek yanlış olur.” Dedi. “Kadir Topbaş, servis sektörünü kaldırmaya çalışıyor.”
Kadir Topbaş’ın, servis sektörünün İstanbul’a yakışmadığını ve zaman içerisinde servis sektörünün kalkması gerektiğini; ancak şuan ulaşım yatırımlarının bitmesi ve her yere metro ağı olduktan sonra bu konunun masaya yatırılacağı ile ilgili net fikirleri olduğunu belirten Orduhan konuyla ilgili şunları söyledi: “Biz ihtiyaç olan bir şeyi yapıyoruz. Biz durup dururken araba alıp bu ihtiyacı doğurmadık, ihtiyaç servisçiyi doğurdu. Hal böyle olunca biz belediyenin eksiğini tamamlıyoruz. Belediyeye de şunu söylüyoruz. Siz ulaşım yatırımlarını tamamladığınız süreden sonra bize şuanda olduğu kadar ihtiyaç duymayacaksınız, ama madem şuan ihtiyacınız var bize; o zaman yatırımlarınızın bittiği zamana kadar sağlıklı çalışma koşullarımız olsun, bize bunu sağlayın diyoruz. Bu isteğimiz ise, ancak plaka tahdidi ile olur.” “Kaldırmak istediğimiz bir sektöre neden böylesine güçlü bir hak verelim?”
Orduhan, plaka tahdidi ile ilgili son olarak yetkililerin kendilerinin dinlediğini ancak sonucun hiç değişmediğini, yetkililerin kendilerine verdiği cevabın hep hayır oldu. “Hayır” cevabının sorgulanması gerektiğini söyledi. Orduhan ayrıca, “Belediye, bu işi yürütemeyeceğimiz, yönetemeyeceğimiz söylüyor ve rant olacağı endişesi ile plaka tahdidine karşı çıkıyor. Karşı çıkmalarının sürekli hayır demelerinin nedeni ise; zaten kaldırmak istediğimiz bir sektör, neden onlara böylesine güçlü bir hak tanıyayım ki diyor.” Dedi. “Alınan ücretler konusunda firmalar eleştirilmemeli.”
Servis firmaların çok komisyon aldığı yönünde ki söylentileri değerlendiren Orduhan konu hakkında şunları söyledi: “Alınan ücretin servis firmasının cebine giren kısmı ile esnafın cebine giren kısımları çok düşük. Arada bu ücretin başka tarafa giden yönleri var. Eleştiri aslında bu başka yönlere gitmesi gerekirken, eleştiriler hep tur şirketlerine geliyor. Okullara verilen ücretsiz hizmetler var, özel okulların çok sayıda faaliyetleri var, öğretmen servisleri var. Bunlara gidiyor ücretler. Oysa ki devlet okullarında böyle bir durum söz konusu değil.” “Yeterlilik belgesi hazırlanmış olsa fiyatlar düşmez.”
Orduhan, alınan ücretler hakkında personel taşımacılığında ki sorunları da şöyle değerlendirdi: “Personel taşımacılığında ise fiyatlar çok düşük. Çünkü firmalar ihale yapıyor ve servis firmaları o işi alabilmek için büyük rekabete giriyor. Burada servis firmaların kabahati var ancak esas kabahat pazarın bu kadar başıboş bırakılması. Bir yeterlilik belgesi hazırlanmış olsa, fiyatlar bu kadar düşmez. İhalelere giren firmalar, yeterlilik belgelerine göre değerlendirilirse; fiyatlar düşmez.” “Sürücünün cebinden çıkan paranın minimuma indirilmesini hedefliyoruz.”
“İSTAB olarak bir akaryakıt anlaşması yaptık. Bizler anlaşmayı yaptığımız akaryakıt firmasından indirimli akaryakıt alıyoruz. Tur şirketlerinin aldığı indirimli akaryakıttan kazandığı para şoförün değil şirketlerin cebine giriyor.” Diyen Orduhan, firmaların buradan kazandığı para ile sürücünün yükünü azaltsın istediklerini; kravat, gömlek, GPS iletişim bedeli ve buna benzer sürücünün cebinden çıkan paraları minimuma indirilmesini hedeflediklerinin altını çizdi. “Sürücülere kendimiz eğitim veriyoruz.”
Sürücülerin eğitimleri konusunda ki sorumuza cevap veren Okullardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ali Bayraktaroğlu, konuyla ilgili şunları söyledi: Sürücü arkadaşlarımızın bir akademik tarafları maalesef yok. Biz sürücülerimize, firmalar olarak kendimiz eğitim veriyoruz.” “Aileler, teknik detaylar hakkında bilgi sahibi değil.”
Taşımacılık kanunun göre, veliler çocuğunu istediği servise verebiliyor. Bayraktaroğlu, bu kanuna karşı olmadıklarını; ancak veliler bir aracın teknik detayı hakkında bilgi sahibi olmadıkları için, velilerin çocuklarını servise verirken göz önünde bulunduracakları tek kıstas ücret olacağının altını çizerek; “Veli, çocuğunu verdiği aracın sigortasının olup olmadığını, güvenlik donanımlarını, fiziki yapısını ve diğer teknik detaylarını bilmediğinden, yaptıkları seçimlerin çok sağlık olmayacağını düşündüğümüz için kanunun bu maddesinin bahsettiğim sorunlar çerçevesinde karşı çıkıyoruz.” Dedi. “İstanbul servis sektöründe çok gelişmiş durumda.”
İstanbul’da ki servis sektörünü değerlendiren Bayraktaroğlu, İstanbul’un, servis sektöründe Türkiye’de ki diğer illere göre çok daha gelişmiş bir durumda olduğunu; dünya’nın birçok ülkesinde servis sektörünün işleyişlerini incelediklerini ve yaptıkları karşılaştırmalara göre, İstanbul, servis sektöründe dünya’nın birçok ülkesine göre; araç yeniliği, araç parkı, sürücülerin davranışı, sürücülerin bu işi sahiplenişi gibi konularda çok daha iyi durumda olduğunu söyledi. “Servis fiyatlarına gelen zamlar gerçeği yansıtmıyor.”
Bayraktaroğlu servis fiyatları hakkında ki sorularımız şu şekilde cevapladı: “Servis fiyatlarına gelen zamlar gerçeği yansıtmıyor. Mazota yüzde 12 zam gelirken, enflasyon artarken maalesef biz yüzde 3’le geçiştiriliyoruz. İTO Etüt ve Planlama Bölümü, yüzde 10.25 zam olması gerektiğini söyledi. Ancak biz yüzde 5 zam bile alamadık. Belediyenin bu konuda bir şekilde gerçeğe daha yakın vermesi lazım. Teknik bir hesap sonucunda yüzde 10.25 olması gerektiği ortaya çıkmasına rağmen, siz ne derseniz deyin ben size yüzde 3 veriyorum mantığı da doğru bir mantık değildir.” “Seçimlerde aday olmayacağım.”
Yaklaşan İSTAB seçimleri hakkında konuşan Orduhan, seçimlerde aday olmayacağını ve şuan için herhangi bir adayında olmadığını söyledi. İSTAB’ın, bundan sonra adayı çıkarma yöntemini anlatan Orduhan şunları söyledi: “Kendi yönetimi arasında istişare yaparak bir aday ortaya çıkaracak, o adayla İSTAB tek liste seçime gidecek. Ancak İSTAB açıktır. Aday olmak isteyen herkes, adaylığını koyar, listesini çıkarır ve seçime girer.” Ahmet Dabanlıoğlu-Erhan Tekindur www.tasimacilar.com 18.03.2014 / 18.20