Ovacık, şeffaf bir yönetim oluşturmak istiyoruz

Ovacık, şeffaf bir yönetim oluşturmak istiyoruz

Göksel Ovacık gündem, toplu taşımalar ve Özulaş hakkında açıklamalar yaptı.

Göksel Ovacık gündem, toplu taşımalar ve Özulaş hakkında açıklamalar yaptı.

Ovacık, kent içi toplu taşımanın yasasının olmadığını ancak bununla ilgili bir çalışma olduğunu söyledi. “ Türkiye’de ki tüm toplu taşımacıların üye olduğu TÜHOB diye kuruluş var. Tüm özel toplu taşıma şirketleri bu kurumun altında. Türkiye’de toplu taşıma ile ilgili TÜHOB ve diğer kuruluşlar çalışmalar yapıyor. İBB Danışmanı Mustafa Ilıcalı’nın verdiği bir yasa teklifi var. Şuan, meclis alt komisyonların da ancak; onun bir an önce meclis genel kuruluna getirilmesini istiyoruz. Her yer de farklı farklı taşımacılık yapılıyor. Bir kıstas yok, bunun içinde, yasanın bir an önce çıkması gerekiyor” dedi. Göksel Ovacık, 22 Ocak’ta yapılacak seçimde Özulaş Toplu Taşıma Başkan Adayı.

“Alt komisyonlarda temsil edilebiliyoruz”

UKOME hakkında konuşan Ovacık: “Bütün toplu taşımacılar UKOME’ ye bağlı ve son kararlar orada alınıyor. UKOME’de daha önce etkin bir rolümüzü son bir yıla kadar yoktu. UKOME toplantılarına, yalnızca oda yetkilileri katılıyordu ve onların pek bir etkisi olmuyordu. 8 ay önce, alt komisyonlarda temsil edilmeye başladık. Orada, en azından kendimizi savuna bilme hakkımız oldu. Bu çok önemli bir gelişme bunun içinde, İBB’ ye teşekkür ediyorum. Şuan, yalnızca alt komisyonlarda temsil edilebiliyoruz keşke; UKOME’de de temsil edilebilsek” dedi.

“Metro, diğer toplu taşıma araçlarıyla entegre halde olmalı” 

“Dünyanın büyük metropollerinde, toplu taşıma ile ilgili bir kural vardır. Az araçla, çok yolcu taşıyacaksınız. Fazla araç çıkarmayacaksınız. Trafik sorunu olmayacak, hava kirliliği, gürültü olmayacak temel nokta budur. Bu yüzden toplu taşımanın ana damarı metrodur. Kentin üst yapısını bozmadan,gürültü kirliliği yapmadan, yer altından gittiği için; en olumlu yatırım bana göre,metrodur” diyen Ovacık, her yere metro yapma, gibi bir durum söz konusu olamayacağını, metroların, diğer toplu taşıma araçlarıyla entegre hale getirilmek zorunda olduğunu, sözlerine ekledi.

Ovacık, “İnsanlar, “metrolar geliyor sizin işiniz azalacak” diyorlar ancak bu durum söz konusu değil. Biz, a noktasından b noktasına gidiyoruz. Eğer,metro da bu yol üzerinden geçiyorsa; onun indirdiği yolcuları b noktasına götürüyoruz. Bu bizim için dezavantaj değil bir avantajdır” şeklinde konuştu. Ovacık, şehrin daha uzak ve ulaşım alt yapısı daha az gelişmiş noktalarına gittiklerini ve bu durumda mesafelerinin kısalıp; araç sayısının artacağını bu durumun da kendilerine olumlu noktada getiri sağlayacağını sözlerine ekledi. Ovacık ayrıca, Avrupa Yakası’ndaki özel toplu taşımaların bu nedenden dolayı ekonomik olarak kendilerinden daha fazla kazanç sağladıklarını söyledi.

''İhaleye kadar rakip, ihaleden sonra meslektaş''

Otobüs A.Ş.’nin kendileri için rakip değil, bir meslektaş olduğunu söyleyen Ovacık,Otobüs A.Ş’nin ihale olup da, aracını hatta koyana kadar; olmaması gereken, yapılmaması gereken olarak nitelendirdi.İhale olduktan sonra da bununla didişmenin bir anlamının olmadığını dile getiren Ovacık,“Otobüs A.Ş. de buraya bir kanun çerçevesinde gelmiştir. Bizimle aynı statüde olmamasına rağmen bu işe girmiştir; ancak sorunlarımız aynı. Ücret sorunları kart sorunları gibi. Bu hususta, birlikte olarak hareket etmek gerekir. İhalelere gelirsek, ihalelerin artması bizim hasılatlarımızı düşürdü. Anadolu Yakasında 900 tane halk otobüsü var. 400-450 tane İETT var. Şimdi buraya 400 tane daha araç koyarsan. Pastadan pay eksiliyor” dedi.

“Böyle giderse, İstanbul otobüs çöplüğüne dönüşecek”

Otobüs A.Ş’nin tavrını eleştiren Ovacık: “İhtiyaç varsa tabi ki, ihtiyaç kadar araç konulmalı. Ancak, nüfus artışına bakmadan ya da ihtiyaca bakmadan sırf para kazanalım diye; araç konulursa, bu mantıklı değil. Bu ihaleler devam ederse belki de bir kaç yıl sonra İstanbul otobüs çöplüğüne dönüşecek’’ ifadelerini kullandı.

“Hata varsa ceza, başarı varsa ödül olmalı”

İETT denetimleri ile ilgili sorulan bir soruya, Ovacık: “Hata varsa ceza, başarı varsa ödül olmalı. İETT, bizimle rakip; hem bizi şikâyet eden, hem de bize cezayı veren kurum. Anlayacağınız hem hâkim, hem avukat, hem şikâyetçi oluyor. Örneğin; X hatta beraber gidiyorsunuz. İETT şoförü, önümde ki halk otobüsü yavaş gidiyor, vaktinde durağa gitmiyor diye şikâyet ediyor. Hem o şikâyet ediyor, hem o yargılıyor, hem o ceza veriyor. Bu da karmakarışık bir ortam oluşturuyor. Bizim kendi denetleme sistemimiz var. Kendi araçlarımızı, temizliğini, bakımlarını şoförlerin tavırlarını, giysilerini ya da sürelerini denetliyoruz” şeklinde yanıt verdi.

“Teşvik ve iyileştirmeler yapılmalı”

Ovacık, “Engelli uyum yasası çerçevesinde süre 2015 e kadar uzatıldı. Bizim yüksek tabanlı araçlarımız yok ve araçlarımızın yüzde 25’i yenilendi. Ancak, İETT bize bir program vermeli ki; bizde yenilemeyi ona göre programlayıp, bu sisteme adapte olalım. Devlet bu konuda da teşvikte bulunmalı. Değişim yüksek maliyetli bir uygulama, devletin teşvik ve iyileştirmeler yapması gerekiyor” dedi.

“Valla bu soruyu bizde yetkililere soruyoruz”

Belediyeye verilen hizmet bedelini değerlendiren Ovacık, “Biz özel sektör olmamıza rağmen kamu kuruluşu gibi çalışıyoruz. 20 ye yakın ücretsiz yolcu taşıyoruz. Bunun karşılığının verilmesi lazım. Ancak bu sistem böyle gelmiş kimse itiraz etmiyor. Ancak bunun da önüne geçilmeli. Türkiye’de İETT de kendi çarkını döndürmek zorunda. Biz ortalama bin lira ödüyoruz araç başına. Bu iki bin araçtan alındığında ciddi bir rakam ve İETT bu paradan olmak istemiyor. Biz 20ye yakın farklı statüde ki yolcuları ücretsiz taşıyoruz. Bu yaptığımız şey içinde belediye bize sübvanse vermeli” dedi.

Ovacık, sözlerine şu şekilde devam etti: “Geçen sene 15 kuruş öğrenci AKBİL’de artış vardı. Ancak tepkilerden dolayı geri çekildi. Ve şimdi belediye bize öğrencilerin AKBİL’lerinde ki 15 kuruşluk sübvanse veriyor. Bu özel halk otobüsü tarihinde bir ilk ve bunu gerçekleştiren kişiye teşekkür ederim çünkü bu bizler için çok önemli bir gelişme. Bunu önemsiyorum çünkü 65 yaş üstü ücretsiz vatandaşların taşınması konusunda da sübvanse alabilmemiz için konuşma hakkı tanıyor” ifadesini kullandı.

“Odalar esnafın hakkını koruyamıyor”

Ovacık, odalar esnafın hakkını koruyamadığını bu konuda bir şeyler yapılmasını dile getirirken, servis, minibüs ya da taksi odaları kadar seslerini duyuramadıklarını ekledi. Ovacık, “Mesela servisçiler odası, servis ücretleri konusunda UKOME ile görüşme yaptı. UKOME yüzde 5 zam olacak dedi. Onlarsa, yüzde 10 olmasını istedi. Sonunda, UKOME’nin istediği oldu ancak; servisçiler odası, üyelerinin hakkını koruduğunu gösterdi. Biz şirketler restleşemiyoruz. Nedeni ufak tefek ilişkiler oluyor. Çünkü bir sorunumuz olduğunda onlarla çözmek zorundayız. Ancak odalar kanunla kurulan bir kademe onların söz hakları var. Odamız bu konuda umarım bir şeyler yapmaya başlar” dedi.

“İşletme Müdürlüğü oluşturacağız”

Seçimlerle ilgili, konuşan Ovacık; sorunlarını idari, işletme ve genel olmak üzere 3 e ayırdıklarını söyledi. Ovacık: “Biz, 22 yıllık bir şirketiz, camia olarak da 35 yıllık bir camia, bu alanda kendimizi profesyonelleştiremedik, kurumsallaşamadık. Bunun için, altyapılar kurmak gerekir. 2009 yılında ben başkan olduğumda ufak ufak kurdum; ama sonuna kadar gidemedim. Basın danışmanı, hukuk danışmanı ve mali danışman getirdim ancak benden sonra gelen arkadaşlarımız kaldırdılar. Şimdi, tekrar başa gelirsem; bir İşletme Müdürlüğü kurmayı düşünüyorum. Genel müdürlüğümüzün, altında bir işletme müdürlüğü, oluşturacağız. İşletme ile ilgili, 453 aracın denetlemeden yolcu sayımına kadar tüm sorunları bu kuracağımız müdürlük yapacak” şeklinde konuştu.

Ancak böyle profesyonelleşip, kurumsallaşabileceklerini söyleyen Ovacık,“Bunun için 6 ay 1 sene yetmiyor. Kolay değil bu işler, dolası ile 3-4 sene gibi bir süreç gerekiyor’’ dedi.

“Gelir- gider tablosunu internette yayınlayacağız’’

Şeffaf bir yönetim oluşturmak istediklerini dile getiren Ovacık, seçilirse yapacaklarını anlattı. Ovacık, “Eğer yasal bir problem olmazsa, gelir-gider tablomuzu internet sitemizde yayınlayacağız. Danışma kurulları oluşturacağız. Belli sürelerde bu kurulları toplayıp onların görüşlerini alacağız. Yine bizim, ana sözleşmelerimizde hoşuma gitmeyen bazı yerler var. Mesela, şirketimizde sınırsız bir borçlanma var ve bunun kontrol edilmesi gerekir. Borçlanma yetkisini genel kurula vereceğiz. Bu, demek değildir ki yatırım yapılmasın. Yatırım yapabilirsiniz. Bir projeniz varsa bunun için genel kurula başvurup oradan gerekli izinleri aldıktan sonra, borçlanma yapılabilir’’ şeklinde konuştu.

“Araç yedekleme sistemi”

Ovacık sözlerine “Araç yedekleme, gibi bir sistem kurmayı planlıyoruz. Bir aracımız, arza yaptığında ya da kaza yaptığında çekiliyor. Bu çekilen araç en az 15 gün boyunca çalışmıyor. Bunun yerine, bir yedek araç koyup işin devam etmesini sağlamayı planlıyoruz ve bunu İETT’ye sunmayı planlıyoruz. İETT’nin buna karşı çıkacağını pek düşünmüyorum. Çünkü bu hem yolcu mağduriyetini, hem de bizim mağduriyetimizi engeller” şeklinde devam etti ve son olarak

“Personel sicil kaydımız yok. Hangi arabada kim çalışıyor belli değil. Bizim izin verdiğimiz personel çalışacak ki bu durumu disiplin haline getirmemiz gerekiyor. Bir hususda, kartta sahtecilik oluyor. Kişi, oğlunun ya da kızının indirimli kartını kullanıyor. İETT, bu konuda bize talimat verdi. Bu gibi durumlarda, kişilerden kullandıkları o kartı alın diyor ancak insanlar buna yanaşmayıp şoförlerimize zorluklar çıkarıyor. Daha önce basında da yer aldı bu. Bir sürü kavga gürültü oldu. İndirim ya da ücretsiz kartların tanımlı olması gerekiyor. Doğum tarihli, isimli ya da cinsiyetli, aslında daha ileri gidip; fotoğraf tanımlı kartlar olması gerekiyor. Kişi araca binip, kartı bastığında kart sahibinin ekranda fotoğrafı belirdiğinde şoför görüp; direk uyaracak böylelikle bu sorunun önüne geçilebilir” dedi.

Özge DURMAZ - Erhan TEKİNDUR
 

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum