İntermodal’i kurdu 575 bin ton akaryakıt tasarrufu sağladı

İntermodal’i kurdu 575 bin ton akaryakıt tasarrufu sağladı

Ekol, Avrupa'da ki meslektaşlarıyla rekabet yarışında, gelişmiş intermodal yöntemleri kullanarak avantaj kazandı. Ayrıca bu sayede kendine düşük yakıt tüketimi ve daha kısa süreler içerisinde sevkiyatları tamamlama fırsatı getirdi.

Karayolu taşımacılığı ile 36 saatte gerçekleştirilebilen sevkiyat, demiryolu kullanılarak 20 saate düşüyor. Bu zaman dilimi, Trieste-Köln hattı için geçerli. Aynı mesafeyi karayolu ile kat etmeye kalkıldığı zaman sürüş yasağına bağlı olarak, bir aracın 4 buçuk saat sürüş yaptıktan sonra yasalar gereği dinlenmesi gerekiyor, buna sınır geçişleri, trafik ve yükleme-boşaltma gibi işlemlerde dahil edildiğinde süre ortalama 48 saati buluyor. İşte bu yüzden sevkiyatları tren kullanarak yapan Ekol Lojistik iki sevkiyat merkezi arasında ki süreyi hem zaman dilimi olarak hem de yakıtsal olarak daha karlı hale getiriyor. Ekol tarafından her seferde 16 vagon/32 treyler kullanılmakta
Ekol Lojistik’in Kombiverkehr firması ile ortaklaşa yürütmüş oldukları demiryolu faaliyetinde Kombiverkehr’in elinde ki vagon sayısına paralel olarak, ihtiyaç halinde vagon sayısını artırılabiliyor. Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, “Bu işe bir trenle başladık ama çok kısa bir sürede 4 tren oldu sayı ve şimdi karşılıklı 18 tren kullanmaktayız” diyerek ihtiyaçlarının her geçen gün artmakta olduğunu belirtti. Gidiş-geliş tek seferde toplam 64 ünite taşınabiliyor
Bir tren 32 ünite yükleme alabiliyor yani 32 adet treyler ya da konteyner. Tren karşılıklı olarak gerçekleştirdiği her seferinde toplam iki adet lokomotif ile yine 32 ünite geliş, 32 ünite gidiş olmak üzere 64 ünite taşınabilmekte. Trieste’ye gelen yüklerin tamamı demiryolu vasıtasıyla gönderilmiyor
Ayrıca bu alana getirilen ve Ro-Ro dan aktarılan treylerlerin tamamı vagonlara yüklenmiyor. Bir kısmı Avusturya bölgesine ve İtalya’ ya karayolu vasıtasıyla gönderilmek için hazırlanmakta. Tren yük ayırt etmiyor önemli olan ebatları
Ahmet Musul, demiryolu sevkiyatında günde toplam 3 gidiş 3 dönüş olmak üzere 6 sefer düzenlendiğini, yüklemelerde trenin ayırt ettiği tek özelliğin ebatlar olduğunu belirterek konuşmasına “ Tren yük seçmiyor ne yüklersen yükle, sonuç itibari ile o yük taşımıyor o treyler taşıması yapmakta. O treylerin içinde ne varsa taşımayı gerçekleştirebilir. Önemli olan tek şey treylerin standartlara uygun olmasıdır. Yükseklik, genişlik gibi kıstaslar standartları belirliyor.” şeklinde devam etti. Özel dizayn pocket vagonlar tercih ediliyor
Lokomotifler de özellikle treyler ve konteyner gibi intermodal yükleri taşımak için dizayn edilmiş vagonlar kullanılmakta Tamamı cepli vagon yani pocket vagon modeli olup konteyner ya da treyler vagonların alt mekanizmasında bulunan ceplerin içerisine bindiriliyor. Treylerin tekerlekleri havuzlara yerleştirilmek kaydıyla yükleniyorlar ki böylece tam bir kenetlenme sağlanarak güvenli bir şekilde sevkiyatlar gerçekleşebilmekte. “Demiryolu taşımacılığında kendi seferlerini yapabilen firma olarak Avrupa’da lideriz”
Karayolu ve demiryolu arasında fiyat uçurumu yok, zamandan tasarruf sağladığı için demiryolu çok daha avantajlı bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor Musul, “Biz demiryolu olarak kendi seferlerini kaldırabilen firma olarak Avrupa’da lider konumdayız. Bu başarıyı da devam ettirmek ve tren sayılarımızı yatırımlar doğrultusunda arttırmak için çalışmalarımız var” dedi. İntermodal bir bütündür demiryolu sadece alternatif bir yöntemdir
Demiryolu taşımacılığının intermodal operasyonlarının içerisinde ki yeri hakkında konuşan Musul, “Bu operasyon İstanbul’dan yani Türkiye’ de müşterinin yerinde yaptığımız yükleme ile başlamaktadır. Sonrasında konteyner ve Ekol treylerlerinin Haydarpaşa Limanına getirilmesi oradan da alternatif taşımacılığa ait Ro-Ro gemileri ile Trieste’ye getirilmesinden sonra ki aşamadır. Bu aşamada Ro-Ro gemilerimiz ile Türkiye’den Trieste’ye gelen yüklemelerimiz hemen burada ki ekipmanlarımız ile beklemekte olan vagonlarımıza yükleniyorlar. Sonrasında çok hızlı bir operasyon ile hareket ederek Almanya Köln’de ki Eifeltor ve Ludwigshafen terminallerine ulaştırılıyorlar. Oradan da karayolu vasıtasıyla operasyonun son aşaması olan müşterilere dağıtım gerçekleştiriliyor” şeklinde ifade etti. Taşımacılıkta çevreci, ekonomik ve zaman kazandıran yöntem demiryolu
Trene ödenen ücret karayoluna ödenen ücrete kıyasla çok fazla değil. Ama çevreci bir sonuç elde edildiğinin altını çizen Musul, “32 adet treyler çekicisi ve şoförü olmadan, Türkiye’den yaklaşık 2.500 km’lik bir yolu kat edebiliyor. Bizim şuanda ki iş hacmimizi gerçekleştirebilmemiz için yaklaşık 2.500 çekicilik bir filoya sahip olmamız gerekiyor. Ama demiryolu kullanımı bize yaklaşık 150 milyon ek sermaye yatırımını yapma gereğini ortadan kaldırıyor. Aynı zamanda bazı fabrikalardan 25-30 treyleri aynı anda yüklememiz gerekiyor. Bunun senkronizasyonu her şoförün ayrı ayrı kontrol edildiği konvansiyonel sistemde, olanaksız. Bu modelde hem çevreci oluyoruz. Hem de yapabilirlik seviyemizi artırıyoruz” dedi. Demiryolu taşımacılığı sadece Trieste’den yapılmıyor
Demiryolu ile intermodal taşımayı, sadece Trieste’den yapılan bir hat değil Yunanistan Selanik’ten, Üsküp ve Belgrad’a demiryolu ile taşıma yapılmakta. Bu hatta çimento taşınıyor genel olarak. Türkiye’den hafta da iki kere yapılan hatla Türkiye’den yola çıkan Çimento Selanik’ten Belgrad’a gidiyor. Şimdilik bu hatta ki sefer sayısı 4 olarak belirtildi. Amaç Avrupa’da daha rekabetçi olmak
2012 yılının sonunda Ekol Lojistik’in intermodal hizmetinin daha güvenilir daha kontrol edilebilir ve daha sürdürülebilir olması için kurulmuş olan 3 Ro-Ro gemisine sahip Alternative Taşımacılık şirketi ile beraber servis vermeye başlamıştı. Öncelikle Alternatif Taşımacılık şirketi sadece Ekol Lojistik’in sevkiyatlarını daha kaliteli daha iyi bir hale getirebilmek için hizmete başlatıldı. Fakat sonrasında gerek ülke ihtiyaçları gerek taşımacılık sektörünün ihtiyaçları doğrultusunda hizmet sürdürmeye devam ettikleri vurgulandı. Bunun en önemli amacı Türkiye’ de ki ihracatçının özellikle Avrupa’da daha rekabetçi olabilmesi için daha iyi transit süreler ile daha iyi rakamlar karşılığında, Avrupa’da ki rakipleri ve Uzakdoğu’ da ki rakipleri ile rekabet edebilmesi için bu servis geliştirilmeye devam edilmekte. Bu proje yüzde 99 Ekol yüzde 1 desteklenen nakliyecilerin
Bu projeye yüzde 99 Ekol, yüzde 1 destekledikleri nakliyeciler olarak başladıklarını belirten Musul, “Ro-Ro projesine başladıktan sonra nakliye sektörünün ihtiyacı, ülke ihtiyacı, Bulgaristan sorunun patlak vermesi sebebiyle kendi yükümüzü indirdik nakliyeciye dışarıdan destek olduk. Biz kendi öz mal filomuz ile 4 gemi doldurabilecek kapasitede çalışıyoruz. Yeni kurulacak firmalar bizim seferlerimize etkisi olmayacaktır. Dediğimiz gibi biz şuan sadece Ekol TIR’larını taşımıyoruz sektörden ihtiyacı olan diğer firmalarında araçları treylerleri bizim gemilerimiz ile sevkiyat yapmakta. Ne olur ancak dışarıdan firma gelimi azalır ya da biter kendi içimizde sürdürülebilir bir döngüyü yürütürüz” şeklinde konuşarak Ro-Ro’ nun önemini belirtti Ekol, 2013’te 55 bin birim taşıyarak yüzde 80 doluluk oranı sağladı
2013 yılı içerisinde Ro-Ro seferleri ile toplamda 55 bin birim taşıma gerçekleştiren Ekol seferlerini yüzde 80 doluluk oranı ile gerçekleştirdi. 2014 yılı içerisinde ki hedefleri ise yüzde 80 doluluk oranını yani 55 bin birim oranını 68 bin birime çıkartmak yani yüzde 20 artış ile yüzde yüz doluluk sağlamak olduğu belirtildi. 575 bin ton yakıt tasarrufu
Ro-Ro ile tek seferde 150 tona yakın yakıt kullanılmakta. Toplam seferde ki yakıt miktarı da tüm gemiler hesaba katıldığında yaklaşık olarak 300 ton civarıdır. İstanbul’dan Köln karayolu ile 2.500 km’dir, gidiş dönüş olarak bu rakam 5 bin km olduğuna göre bir TIR’ın toplamda bin 750 litre yakıt kullanması demek oluyor. Ro-Ro’ nun taşımış olduğu treylerleri düşünecek olursak da karayolu ile toplam 500 aracın gidip geri gelmesi demek oluyor. Bunun da maliyeti 875 bin ton yakıt olarak yansımaktadır. Double stack yükleme ile israf ortadan kalkacak
Ekol, Ro-Ro gemileri ile her seferde de 240 birim taşıyabiliyor olmayı israf olarak görmekte. Nedeni ise Belçika menşeli firmalar 600 mil de 400 birim taşıma gerçekleştirebilmekte karşılaştırma yapıldığında çok büyük rakamsal farklılık ortaya çıkmakta. Kullanılan gemiler de Ekol’ün gemileri gibi 3 katlı ama onların her katında double stack yükleme yapılabilmekte. 1200 mil gibi uzun sayılabilecek, bir güzergâhı maalesef yeterince ekonomik olarak değerlendirilememekte. Double stack yükleme ile konteynerları bir TIR alanı kadar yer kaplayıp geminin de alanını daraltmayarak daha verimli bir taşıma modeli oluşturulmakta. Musul, “Var olan tedarikçimiz diğer nakliye şirketlerinin böyle bir ürünü satamamaları halinde haksız rekabet olacağı için bize bu fırsatı vermeyeceğini söyledi. Bunun neticesinde bizde kendi gemilerimizde bu sistemi gerçekleştirme kararı aldık. İki katlı yüklediğimiz konteynerlarla var olan gemilerin kapasitelerini yüzde 20 daha avantajlı kullanabiliyoruz. Bu daha başlangıç, hedefimiz önümüzde ki 2-3 yıllık bir süreç içerisinde 250 birim yerine 500-550 birim taşıyabilecek gemilerle ve hemen hemen aynı operasyon maliyetleriyle iki katı kapasiteye ulaşabilmek” dedi. Aslında Ro-Ro’nun kullanım şeklinin sadece treylerleri taşıyıp Ro-Ro’nun yüksekliğinin getireceği avantajı, treyler yerine iki katlı konteyner koyarak alanı daha verimli hale getirerek, hem nakliyecilerin hem üreticilerin daha uygun maliyetle hizmet alabilmesini sağlayabilmek amacıyla bu sistem geliştiriliyor. Ro-Ro ile yıllık toplam 1 milyon 200 bin ton taşıma
2013 senesi itibari ile İstanbul Ro-Ro pazarının yüzde 33’ünü, Türkiye pazarının da yüzde 23,6’sını taşıyan Ekol Lojistik yıllık toplam yük olarak bakıldığında 1 milyon 200 bin ton taşıma gerçekleştirdi ki bunu da sadece Ro-Ro seferleri ile yaptı. Bunun yüzde 30’unu da karayolu ile taşındığını düşünürsek 130 bin ton taşıma gerçekleştirilmekte aylık olarak. Rekabet aşı gibidir
Temel olarak sektörde ki bakış açı hatası Ro-Ro gemilerini nakliye sektörünün çözümü olarak düşünülmesi. Kaldı ki nakliye sektörü bir sonuç sektörüdür. Çözümü, üreticiler için daha iyi ne yapabilir diye düşünerek bu noktaya getirilmeli. O nedenle var olan uygulamalar beklentileri karşılamadığı için bu girişimde bulunuldu. Ama rekabet aşı gibi. İnsan önce zorlanıyor ama devamında yararını gördükçe devamı geliyor. UN Ro-Ro da Ekol Lojistik’ten sonra bu uygulamayı piyasaya satmaya başladı. Erhan Tekindur / Ahmet Dabanlıoğlu www.tasimacilar.com 13.03.2014 16.07