Yıldırım:  Alibeyköy Cep Otogar Projesi’nin Tüm Sektörü Kucaklamasını İstedik

Yıldırım: Alibeyköy Cep Otogar Projesi’nin Tüm Sektörü Kucaklamasını İstedik

İstanbul trafiğine katkı sunması beklenen Alibeyköy Cep Otogar projesi büyük ölçüde tamamlandı. Konu ile ilgili görüşlerini aldığımız TOF Başkanı Mustafa Yıldırım, önemli açıklamalarda bulundu.

Geçtiğimiz günlerde ihalesi yapılması beklenen fakat İSPARK’tan yapılan açıklamaya göre, müştemilatlarla ilgili belirli revizyonların zorunluluğu nedeniyle ihalesi ertelenen Alibeyköy Cep Otogar projesi sağlayacağı faydaların yanı sıra alanın küçük olması ve ihtiyaçlara tam olarak cevap verip vermeyeceği konusunda kafalarda oluşan soru işaretlerini de gündeme getirdi. Konuyu değerlendiren Yıldırım, yaşanan kaygılara yönelik olarak şu açıklamalarda bulundu: ‘Alibeyköy Cep Otogarı’nda arazinin küçüklüğü ve orada yapılacak yazıhane sayısının, ofis sayısının sınırlı olması sektörde bazı sıkıntılar yarattı. Fakat biz de temel bir şey oluşturmak zorundayız. Herkese yazıhane veremeyeceğiz, dağıtmaya kalksak, herkese yetmeyeceği belli’ dedi. Yoğun bir talebe karşılık insanlarda farklı beklentilerin de olduğuna vurgu yapan Yıldırım, Alibeyköy Cep Otogarı’nın, Bayrampaşa’nın alternatifi gibi düşünülmesi nedeniyle bir takım sorunların baş gösterdiğini belirtti. Fakat söz konusu yapının bir otogar değil, bir ara durak veya bir hizmet noktası olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Yıldırım, Alibeyköy Cep Otogarı bir satış noktası veya ticari bir alan değil’ diyerek, yaşanan kaygıların biraz da yaratılan algıyla ilgili bir durum olduğunun altını çizdi.

Erişim her yönden kolay olacak

Sektör içinden biri olduğunu ve mimar kimliği ile aktif bir biçimde sürecin içinde yer aldığını belirten Yıldırım, projenin detaylarına ilişkin şunları kaydetti: ‘giriş çıkışlar mükemmel olacak, duble yollar yapılıyor. Erişim ve ulaşım her yönünden çok kolay olacak’ dedi.


Gayet uyumlu ve olumlu bir çalışma yürüttük

Projenin gündeme gelmesinden bu yana Büyükşehir Belediye Başkanı başta olmak üzere, yetkililerin bir sivil toplum örgütü olarak kendilerini ve proje ile ilgili olarak önerilerini dikkate aldıklarını belirten Yıldırım, mimar olması sebebiyle kendisine itibar ettiklerini belirterek, sektör adına böyle bir proje içinde yer almaktan memnuniyet duyduğunu ifade etti. Yıldırım: yetkili kurumdaki arkadaşlar bizi aradılar, ‘böyle bir projemiz var, sizden de destek alalım, sonuçta yapı içinde siz yaşayacaksınız, sizin evinizi, size göre yapalım’ dediler. Biz de gittik ihtiyaçlarımızı anlattık, diyerek yaşanan süreci özetledi. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘daha önce sözü geçen alan 22 dönümdü, sonra 13 dönüme indi ondan sonra büyüttük ve 25’e çıkardık şuanda 50 dönüme yakın bir yer oldu. Belediye bu konuda ciddi bir sorumluluk aldı ve ciddi bir yatırım yaptı. Biz de bu sürece doğru bir ulaşım tanımlaması ve sektör ihtiyaçlarının doğru tespiti ile katkı sağladık. Terminallerin şekli, büyüklüğü, ölçeği, fonksiyonelliği gibi her yönüyle değerlendirdiğimiz projede, çok büyük olmasın maliyeti arttırır, sektör bu yükün altından kalkamaz dedik ve anlattık. Sonuçta bizi dinlediler. Projenin her sürecinde biz fikirlerimizi ifade ettik, onlar projeye dönüştürdü. Mimari grupla bir araya geldik, onlara anlattık ‘ diyen Yıldırım, yetkililerle beraber yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. ‘Bugün Alibeyköy’de ara durak olarak kullanılan Beşiktaş, Taksim, Şişli, Mecidiyeköy, Zincirlikuyu, Sarıyer, İstinye, Maslak, İstanbul’un finans merkezlerinin yoğun ulaşım talebinin olduğu bölgelerin yolcularını aktardığımız bir noktaya ulaştık’ diyen Mustafa Yıldırım, buradaki yolcuları otogara götüremiyorduk, Alibeyköy’de geçici yapılanmalar oluştu’ dedi. Alibeyköy Cep Otogarı projesi üzerine sürdürülen çalışmalarda sadece burada ki firmalar için bir düzenleme önerisine ise, yarın daha büyük bir talep doğabilir, tüm sektörü kucaklayan bir yer olsun diyerek, projenin bu anlamda önünün açık bırakılması gerektiğini savunduklarını anlatan Yıldırım, bu düşüncelerinin Büyükşehir Belediyesi yetkililerince de onaylandığını ifade etti. Tüm önerilerine oldukça olumlu ve duyarlı tepkiler aldıklarını belirten Mustafa Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: bizim zaten gündemimizde cep terminalleri ve toplama merkezleri diye kavramlar vardı ben daha önce bunu Sayın Belediye Başkanımız Kadir Topbaş’a aktarmıştım. Bu konuda bize bir görev verdiler. Belediye yetkilisi arkadaşlarımızla da iyi bir uyum sağladık. Alibeyköy’de sektörün tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek nitelikte bir yer yapıldı. Yaklaşık 50 dönümlük bir alanda 135 tane peronu olan bir alan yapıldı, daha önce peron sayısı 35’ti. Belediye istimlâk ede ede bu rakamlara ulaştık, belediye bu konuda büyük bir fedakârlık gösterdi. Yan tarafları da komple istimlâk etti ve 135 peron gibi bir sayıya ulaşıldı. Sektörün ihtiyaçlarını karşılayacak noktaya geldi’ dedi.

Fiziksel gerçekliğe uygun, adil ve rasyonel kriter

Yapımı biten ve sektör içinde başka bir tartışma konusu yaratan, 20 ofisin paylaşımı konusunda da detaylı bilgi veren Mustafa Yıldırım, özellikle paylaşım konusunda belli kriterlerin olmazsa olmaz olduğunun altını çizerek, bu kriterlerin de neye göre belirlendiğini anlattı. Yıldırım, konuyla ilgili şu ifadelere yer verdi: ‘ gerek İSPARK gerekse belediye yetkililerine biz sektör olarak şunu söyledik ve onlar da bunun doğru olduğuna inandılar. Biz şunu söyledik, talebin yoğunluğuna karşılık fiziksel yapının bize sunduğu gerçekliği göz önünde bulundurduğumuz da firmaların hepsinin talebini karşılayamayacak bir durumdayız. Bu koşullar altında firmaların kaldırdıkları otobüs sayısını emsal alındı ve buna göre bir yapılanmaya gidildi. Otogardan günde 1500 tane arabanın hareket ettiğini düşündüğümüz zaman 1500 arabanın oraya uğrayacağını varsayıp, 20 yer var. 1500’ü 20’ye böldüğünüz zaman yazıhane başı 75 tane otobüs kalkması lazım. Peki bu durumda kriter ne olacak? Kriter, firmaların İstanbul otogarından kaldırdıkları otobüs sayısı veya İstanbul’un Avrupa yakasından kaldırdıkları toplam otobüs sayısı olmalıdır. Bu da beyanla değil, Ulaştırma Bakanlığı’ndan alınan zaman tarifesine göre belirlenmelidir. Yani bir firma Avrupa Anadolu istikametine eğer 100’den fazla araba kaldırıyorsa 2 müstakil yazıhane, 50’den fazla araç kaldırıyorsa müstakil 1 yazıhane, 50’den az otobüs kaldıranlar ise 50’yi tamamlayacak şekilde konsorsiyum kurmalı ve bu şekilde bir araya gelecek olan firmalarda müstakil 1’er tane yazıhane alabilirler. Dolayısıyla her yazıhanede ortalama 75 araba kalkacak şekilde organize edelim’ dedik. Mustafa Yıldırım, kendilerine yönelik eleştiriler konusunda ise şunları aktardı: sektörden bazı tepkiler aldık, büyükleri kolluyorlar yönünde… Hayır, büyükleri kollamıyoruz. Özellikle küçükleri kolladık. Adil ve eşit bir formülle Alibeyköy Cep Otogarı tüm sektörü kucaklasın istedik. Belediye de İSPARK’ta bunu kabul etti. Tüm firmalara eşitlik sağlamak gibi bir niyetimiz var’ dedi.


Büyüklükte sermaye değil, kaldırılan otobüs sayısı ve yolcu esastır

Mustafa Yıldırım, düşünülen yöntemin otobüs sayısına göre bir formül olduğunu hatırlatarak, büyüklük diyoruz, neye göre büyüklük diye sorarak, kaldırılan otobüs sayısı firmanın büyüklüğünü tanımlar. Firma 7 tane otobüs kaldırıyor, ‘ben büyüğüm’ diyor, Kaldırdığın otobüs sayısı az, büyüklük neye göre ölçülüyor? Senin sermayen olabilir, otogarın tamamını da alabilirsin ama burası bir fonksiyon yeridir. Kaldırdığın otobüs sayısına göre bir yer alacaksın buradan daha fazlasını alamıyorsun. Alibeyköy Cep Otogarı bir satış yeri değil, bir hizmet noktasıdır’ diyerek tepkisini dile getirdi. Bazı firmaların bu duruma itiraz ettiklerini belirten Mustafa Yıldırım, itiraz eden firmaların bir gün de kaldırdığı otobüsü bazı firmalar yarım saatte kaldırıyorlar. Büyüklük, sayı ile ölçülebilen bir kavram yani bizim sektörel büyüklüğümüz kaldırdığımız otobüs sayısı ve taşıdığımız yolcu sayıdır’ diyerek eleştirilere cevap verdi.

Konu, istismar konusu yapılamaz

Bazı firmaların konuyu istismar ettiklerini hatırlatan Yıldırım, ‘fakat bu konu istismara açık bir konu değil, itirazı olan firmalar girsinler ihaleye, orası herkese yeter… İtirazı olan firma sahibi arkadaşlarla da görüştük, yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdik' dedi.

Ulusal bir ulaşım kimliği hayal değil

Alibeyköy’ün alanın dar olduğu ve sektöre yeterli gelmeyeceği yönünde gelen eleştirilere ise Yıldırım şu şekilde cevap verdi: Alibeyköy küçük değil, 1600 metrekare kapalı bir alandan bahsediyoruz. Bizim 1 saatte Alibeyköy’den binen yolcumuz 130 arabada 10’ar kişiden 1300 kişi… Bu 1300 kişiden direkt gelip, otobüsüne binen yolcu da oluyor, salonda bekleyen yolcu da oluyor. Kaldı ki, yanımızda geniş bir alanımız var. Belediye ve İSPARK’la görüştük, gerekirse ilave ve eş değer bir bina daha yapılabilir. Ama önce bir test edilmesi lazım burası bize yetiyor mu? Bize önce peron lazım bizim fonksiyonumuz otobüstür, perondur.1600 metrekare kapalı alan bize yeter. Burası bir satış noktası değil, bir transfer noktasıdır’ dedi. Cep terminalinin fonksiyonel olarak özelliğinin bir transfer noktası olduğu gerçeğine vurgu yapan Yıldırım, bu tarz terminallerin şehirden kopuk TEM koridorunda, şehir içinde de Avcılar’da olduğu gibi toplama merkezleri olmalı dedi. Sistemin geri kalan bölümünde ise şehir içindeki tüm ofislerin kapanması ve ortak servise geçilmesi şeklinde özetledi. Bu organizasyonun ücretli ortak servisle sonlandırılır bilgisine yer veren Yıldırım, verdiği bir örnekle ücretli servis sürecini anlattı. Yıldırım, örneğin A kişisi servis kullanıyor, B kişisi servis kullanmıyor. Fakat aynı para veriliyor. Hizmeti kullanan bedelini ödeyecek. Bu neyi sağlayacak, İstanbul modelini Türkiye’ye taşıyıp, Türkiye genelinde bir ulaşım kimliği oluşturulacak. Diğer sistemlerin entegrasyonu içinde toplu taşıma ile desteklenmiş, hava-demir-deniz yolu ile entegre olmuş bir ulusal ulaşım kimliği oluşturmamız gerekiyor. Benim felsefem budur’ diyerek çağdaş ve modern kentlerde olan ve olması gereken bir ulaşım ağı sistematiğini anlattı.

Böyle bir projenin dünyada örneği yok

Böyle bir proje ulaşım ekonomisine katkı sağlar diyen Yıldırım, 'yol boyunca ana koridorlarda şehirlerarası otobüs durakları düşünüyorum. Akıllı sistemle servis arabaları ile bağlantı kuracak ve sinyal verecek. Trafik yoğunluğunu gözlemleyerek yapacak bu işlemleri… Gelecekte insanlar zaten biletini tamamen internet üzerinden alacak. Yarınlarda yazıhaneler artık bilet satmayacak. Toplama merkezlerinden internetten bilet alan insanlar gelecek oradan araca binip, otogara geçecek. Bu yanlış bir kurgu mu? Bunun dünya da örneği yok’ dedi.

Farklı öneriler için henüz geç değil

Projeye veya uygulamaya itirazı olanlara da seslenen Yıldırım, ‘ben Alibeyköy Cep Otogarı çalışması ile ilgili olarak arkadaşlara hep şunu söyledim. Bizim koyduğumuz gerçekçi, adil ve rasyonel bir kriterdir. Daha makul bir kriteriniz varsa siz getirin biz onu da değerlendirelim. Başka bir öneri var mı? Başka bir önerisi olan bunu gelsin bizimle paylaşsın. Alternatif yollarını çok düşündük, tartıştık başka kriter çıkmadı. Burası bir ihtiyaç karşılama merkezi, İstanbul’dan gelen ve giden yolcular için yapılmış bir merkez… Senin ne kadar yolcun varsa o kadar yer söz konusu olabilir… Aklın yolu bir aslında önerilen yol, onlar için çok daha makul’ dedi.


Adaletine ve doğruluğuna inanmadığım hiçbir şeyin altına imza atmam

Konu ile ilgili olarak, Yıldırım sözlerini şu şekilde sürdürdü: ‘Ben Alibeyköy projesi ile doğru yaptığımıza inanıyorum. Adil ve doğru olmadığına inanmadığım hiçbir işin içinde olmam, altına imzamı atmam. Ben yine tüm sektöre söylüyorum, bu bir sihirli formül, daha iyi formülü olan varsa, gelsin onu önersin, zamanımız var. Onu da önerelim belediyeye… Biz ancak öneririz, biz yapıcı değiliz. Sektörümüz için İSPARK ve belediye yetkililerinin hem TOF’un hem TOFED’in görüşlerini alması, bizlere danışması olumludur, hayırlıdır. Bir kamu kurumu otogarı planladı, yaptı, ihale sürecine kadar getirdi. Şartlar belli, kriterler belli. Bence doğru kriterler, Ulaştırma Bakanlığı’nın koyduğu kriterlerdir, yani zaman tarifeleridir. Bu anlamda kimse şikayet etmemeli, biz sektör içindeki arkadaşlarımıza da anlattık, fikirlerini sorduk, işine gelmeyen anlamadı, anlamak istemedi. Herkes orada az olsun benim olsun mantığı güttü. Biz de buna müsaade etmeyiz. Herkes kendi ölçeğinde orada yer sahibi olacak hatta tabelasının büyüklüğü bile kaldırdığı otobüs sayısına eş değer olacak. Orada 80 cm bir tabela yapıldı. Ben bunu 2 metreye çıkardım. Bir yazıhanede 5-10 tane firma olacak, yetmez diyerek yapıcı bir şeklide fikrimizi bildirdik diyen Yıldırım, belediyenin proje kapsamında yaptığı çalışmalara da değindi: 17 dönümlük yeri, 50 dönüme çıkardı belediye, daha ne yapsın? Daha ne yapılabilir? 35 peronu 135 perona çıkardılar, servis araçları, mescit, tuvalet, bankolar fiziki imkanlar dahilinde sektörün ihtiyaçlarına göre düzenlendi’ diyerek tüm sektör içinde varlık gösteren firmaları yapılan bu projeye sahip çıkmaya davet ederken, sadece bu projede değil, sektörü daha ileri bir noktaya taşıyacak tüm çalışmalarda kişisel menfaatlerin bir kenara bırakılarak, sektör içinde birlik ve beraberliğe vurgu yaptı.

Oya KAYA-Alev ARSLAN

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.