UND, sektör analizinin ilk sonuçlarını açıkladı

UND, sektör analizinin ilk sonuçlarını açıkladı

Uluslararası Nakliyeciler Derneği(UND) düzenlediği basın toplantısı ile karayolu eşya taşımacılığı sektör analizinin sonuçlarını paylaştı.

Sektörün geleceğinin, ancak sağlıklı verilere dayandırılarak sağlıklı planlanabileceği görüşünden yola çıkan UND, temsil ettiği sektörün yapısal niteliklerini, kapasitesini ve eğilimlerini tespit etmek amacıyla Türkiye çapında sektör firmalarının yerleşik olduğu 40 ilde gerçekleştirdiği araştırmada 1 yılda bin 357 sektör firmasına ulaştı.


UND Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Engin Özmen, Genel Sekreter Fevzi Çakmak, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Şerafettin Aras ve Zahit Sağlık’ın katıldığı basın toplantısında “Maddi Destek ve Teşvik”, “Küresel Marka Bilinci” ve “ATP ve ADR Yapılandırılması” gibi başlıklar altında sektörün analizi yapıldı. “Karayoluyla Uluslararası Eşya Taşımacılığı Sektörü Analizi” adı altında düzenlenen rapor UND Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Engin Özmen tarafından basın ile paylaşıldı. 20 üniversitenin lojistik bölümlerinin ve öğrencilerinin destekleriyle Türkiye çapında yürütülen saha araştırmaları sonucunda son derece kapsamlı ve değerli bulgulara ulaşıldığını ifade eden Özmen, bu raporun ile Türkiye ulaştırma ve lojistik sektörünü gelişeceğini ve var olan sorunlara da çözümler üretileceğini belirtti.


“Lojistik sektörü teşvik bekliyor”
Lojistik sektörünün kriz sonrasında ayakta kalması ve gelişmesi için maddi destek ve teşvik beklediğini vurgulayan UND Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Engin Özmen, “Üretim alanındaki KOBİ’lere verilen teşvik lojistik sektörüne gelince sınırlandırılıyor. Hâlbuki bu sektörün araştırma sonuçlarına göre yüzde 94’ü KOBİ niteliğinde. Nisan ayında açıklanan Yeni Teşvik Sistemi de sektörün finansman sıkıntısını çözmekten uzak. Çoğunluğu KOBİ niteliğinde olan sektör firmalarının uluslararası rekabet gücünün arttırılması açısından gerek altyapı, gerek üstyapı gerekse operasyonel gelişim desteği sağlanması bu sayede firmalarımızın “Uluslararası Eşya Taşımacılığı” faaliyetinden “Uluslararası Lojistik Hizmet Sağlayıcısı”na dönüşmesi açısından sektör acil olarak teşvik beklemektedir” “Teşvik ile 10 küresel lojistik markası yaratılabilir”
Araştırma ile lojistik sektöründe küresel marka bilincinin geliştirilmesi gerektiğinin belirten Özmen sözlerini şöyle sürdürdü: “Araştırmaya katılan sektör firmalarının sadece yüzde 24’ünün yurtdışı pazarlara açılma planı var. 2023 yılına kadar “en az 10 küresel lojistik markası” yaratılması hedefleniyor. Ancak araştırmaya göre sekrörün “uluslararasılaşma” oranının düştüğü gözleniyor. Firmaların küresel sisteme entegre olması için daha fazla yurtdışı bağlantısı ve networklerini geliştirmesi gerekiyor. Bu manada kamudan özel teşvikler sunulması ile “en az 10 küresel lojistik markası” oluşturulabilir”


“Konvansiyonları ile dünya ticaretten daha fazla pay alınabilir”
Ayrıca Özmen, ADR ve ATP yapılandırılmasının hızla tamamlanması gerektiğini ifade ederek uluslar arası ulaşım konvansiyonlarına entegre olunarak dünya ticaretinden daha fazla pay alınabileceğini belirtti. Özmen, “Bu bağlamda Türkiye, Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanmış 57 konvansiyona taraf olması gerekir” dedi. Ayrıca, UND’nin bu tarz sektör analizi raporlarının sonuçlarını belirli zaman aralıklarıyla sektör ile paylaşacağı da ifade edildi.


Yayınlanan rapordan bazı satırbaşları:
Analiz sonuçlarına göre uluslar arası karayolu eşya taşımacılığı sektörü 3 ana bölgede yoğunlaştığı görülüyor. Bunlar; Marmara, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi. Araştırmaya katılan firmaların sürücü dahil personel sayısı bakımından yüzde 14’ünün kadın, yüzde 86’inin ise erkek olduğu gözlemleniyor. Araştırmaya katılan sektör firmalarında çalışan toplam profesyonel sürücü sayısı 30 bin 907 olup; sürücülerin toplam çalışan sayısındaki payı yüzde 60’tır. Araştırma sonuçlarına göre sektörel istihdamda en yaygın eğitim düzeyi yüzde 69,5 ile lise mezunu olurken yüzde 20 ile üniversite, yüzde 10,5 ile ön lisans mezunları sektörde yer alıyor. Araştırmaya katılan sektör firmalarının sahip olduğu çekici türü araçların ağırlıklı bölüm olarak yüzde 34’ü EURO 3 motorlu çekici olup; ikinci sırada yüzde 30 ile konvansiyonel çekiciler gelmektedir. En yüksek standart olan EURO 5 motorlu çekicilerin payı ise yüzde 20 ile üçüncü sırada geliyor. Raporun sonuçlarına göre sektör firmalarının sahip olduğu yarı-römork cins araçların ağırlıklı bölümü yüzde 72 ile “Tenteli” araçlar olurken ikinci sırada “frigorifik”, üçüncü sırada ise platform tipi yarı-römorklar geliyor. Abdullah Karlıdağ www.tasimacilar.com 24.05.2012/15:35