TÖHOB, İş Başında!

Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği(TÖHOB), Özel Halk Otobüsü konusunda yaşanan sorunların çözümünde aktif bir şekilde rol oynayacağını ve sorunların çözümü yolunda takipçi olacağını belirtti.

Gelecek dönemde gerek merkezi yönetim organları ile gerekse yerel yönetimlerle sorunların çözümü konusunda daha aktif rol üstlenmek hedefinde olan Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği(TÖHOB), bu doğrultuda ücretsiz yolculuklara sağlanan aylık gelir desteği ödemelerinin makul, kabul edilebilir bir düzeye çıkarılması, siyasal iktidarın seçim öncesinde çözüm iradesini ifade ettiği 2918 Sayılı Kanuna özel halk otobüsü tanımı, KDV indirimi, 5378 Sayılı Yasa uygulamaları gibi temel konuların sektör adına takipçisi olacak.

 

2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na Özel Halk Otobüsü Tanımı Eklenmesi:

   Kent içi toplu taşıma hizmeti sunan özel halk otobüslerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda tanımının bulunmaması önemli bir eksiklik olarak görülmektedir.

   Anılan kanunun 3. Maddesinde ve yönetmeliğin 3. Maddesinde araçlar “cinslerinden başka kullanım amaçlarına, fonksiyonlarına ya da yaptıkları hizmete göre de tanımlanmışlardır.

   Kanun çerçevesinde özel halk otobüsü tanımı olmamasına rağmen merkezi ve yerel yönetim kararlarında, belediye meclisi veya encümeni kararlarında, idari tutanaklarda, mahkeme kararlarında “Özel Halk Otobüsü” ifadesi ve kimliği kullanılmaktadır. Fiiliyatta var olan ve belediyelerde kullanılan bu araçların kanun nezdinde yok sayılması bir kimlik eksikliği olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle ilgili kanunda ve buna bağlı yönetmeliğinde kent içi toplu taşıma hizmetinde yararlanılan “özel halk otobüsü” tanımının cins ve kullanım amacı dikkate alınarak ayrıntılı açıklanması ve alt tasnifleriyle net tarifenin yapılması gerektiği düşünülmektedir.

   Konu ile ilgili 15 Şubat 2014 tarihinde İstanbul’da düzenlenen “Başbakan Özel Halk Otobüsü Esnaf Buluşması”nda konu gündeme gelmiş ve talimat doğrultusunda Başbakanlık Müsteşarlığı’nca bir çalışma yapılmıştır.

   Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu’da 7 Haziran seçimleri öncesinde Ankara’da şoför esnafı ile yaptığı toplantıda bu konuyu hatırlatmış ve gereğinin yapılacağı müjdesini kamuoyu önünde vermiştir. Çalışmaların hızlandırılması arzulanmaktadır.

 

5378 Sayılı Kanun Hakkında;

   TBMM tarafından kabul edilen 5378 sayılı kanun ile engellilerin erişiminin sağlanmasına yönelik düzenlemeler yapılmıştır. Bu kapsamda şehir içinde çalışan toplu taşıma araçlarının da öngörülen 7 yıllık süre içerisinde 2012 yılı Temmuz ayına kadar engelli yolculara hizmet verecek duruma getirilmesi yükümlü kılınmıştır.

   İzleyen yıllarda yapılan kanuni değişikliklerle bu süre, önce 2013 yılına kadar bir yıl uzatılmış, daha sonra da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nca yayımlanan Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Yönetmeliği ile getirilen iki yıllık ek süre kapsamında 7 Temmuz 2015 tarihinde tamamlanmıştır.

   Ancak buna rağmen Türkiye’nin birçok kentinde toplu taşıma araçlarının arzulanan dönüşüm ve değişiminin sağlanamadığı görülmektedir. Örneğin çok sayıda toplu taşıma aracının bulunduğu İstanbul’da bile halen mevcut özel halk otobüsü filosunun % 65’i engelli yolcuların ulaşımına uygun duruma getirilebilmiştir.

   5378 sayılı kanunun gereklerinin yerine getirilememesinde birden fazla neden olduğu görülmektedir. Kanunun öngördüğü yedi yıllık geçiş döneminde ileri sürülen uygulamaya yönelik aksaklıklar ve gerekçeler iki kez süre uzatımı yapılmasına rağmen bugünde geçerliliğini korumaktadır.

 

Kanunun Uygulanmasına Yönelik Karşılaşılan Engeller ve Sorunlar ise;

   Kanun 2005 yılında kabul edilmesine rağmen 2009 yılına kadar üreticiler, özel işleticiler, belediyeler ve bakanlıklar bu konuda hiçbir düzenleme ve yaptırım uygulamamıştır.

   Engelli erişimine uygun olmayan araç üretilmiş, özel işleticiler bunları satın almış, belediyeler  ruhsat vermiş, bakanlıklarda izlemiştir.

   Ancak 2009 Şubat ayından sonra üretilen araçların teknik belgelerinde bu konu yer almışsa da basamaklı araç üretimi, satışı ve kabulü 2012 yılına kadar sürdürülmüştür.

   Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği tarafından yapılan başvuru sonucunda, Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) 2010 yılında yapılan bir değerlendirmede, filoda bulunan ve alçak tabanlı olmayan araçlarda tadilat yoluyla asansör sistemi montajı incelenmiştir.

   Bu incelemede M3 sınıfı araçlarda tadilat koşullarının farklılık gösterdiği, 7 metre uzunluğundaki otobüslerin büyük çoğunluğunda tadilat olanağının bulunmadığı, diğerlerinin de çok zor olacağı ve bu işlemlere üreticilerin onay veremeyeceği belirtilmiştir.

   9 metre uzunluğundaki otobüslerde tadilat olanağı bulunduğu, şasili modellerde bu işlemin zor olduğu ifade edilmiştir. İki kapılı araçlarda asansör montajı için üçüncü kapı açılması gerekliliği vurgulanmıştır.

   Uzunluğu 12 metre olan otobüslerin U kesitli şasili ve entegre şasili olan modellerinde tadilatın zorluğu açıklanmıştır.

   Ayrıca tadilat maliyetlerinin firmalara ve araç modellerine göre farklılık gösterse de 7-20 Bin Euro arasında gerçekleşebileceği tahmin edilmiş ve filoda yer alan eski araçlarda maliyet yüksekliğine vurgu yapılmıştır.

   İlaveten tekniğe uygun yapılmayacak tadilat işlemlerinin yaratacağı can ve mal güvenliği sorunlarına da değinilmiştir.

   Özel Halk Otobüsü, filosu açısından yaşanan sorunlar ve aksaklıklar ilgili her platformda dile getirilmiş ve 2014 yılında TOBB VII Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası gündemine taşınmıştır.

   Hükümete sunulan konu ile ilgili raporda kanun ile tüm araçların engelli erişimine uygun hale getirilmesinin teknik ve ekonomik zorluklar nedeniyle uygulanması mümkün görülen bir uygulama olmadığı anlatılmıştır. Özel halk otobüslerinde ekonomik değişim sürelerinde var olan araç parkının yenilenmesinin beklenmesi istenmiştir.

   Bütün bu raporlara ve tespitlere rağmen kanunun uygulanması mevcut yapısıyla sürdürülmüş ve günümüze gelinmiştir. Bugün itibariyle tüm kentlerdeki toplu taşıma araçlarının engellilerin erişimine uygun hale getirilmesi kanuni zorunluluk olmasına rağmen farklı, çifte standart uygulamalar özel taşımacılar arasında haksızlıklara neden olmaktadır.

   Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İETT İşletmeleri sürenin 7 Temmuz 2015 tarihinde dolduğunu, bu tarihten sonra kanun yükümlülüklerini yerine getirmeyen özel halk otobüslerine çalışma izni tanınmayacağını tebliğ etmektedir. Buna karşılık Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO İşletmeleri özel halk otobüsü taşımacılarına bir yıl süre tanıdığını gayrı resmi deklare etmektedir.

   İçinde bulunulan 2015 yılı, iki seçimin yaşandığı, ekonomik verilerin istikrarsız olduğu, döviz fiyatlarının sürekli yükseldiği bir görünüm sergilemektedir. Dövize bağlı otobüs satış fiyatları da artmaktadır. 7 Haziran seçimleri öncesinde 400 bin TL altında olan otobüs fiyatlarına zam yapılmış ve 450 bin TL olmuştur. Aynı doğrultuda kredilendirme faiz oranlarının da yükselmesiyle 12 metrelik bir otobüsün maliyeti 550 Bin TL dolaylarına çıkmıştır. Bu tür bir borçlanmanın uzun vadeli aylık ödemesi 7-9 Bin TL arasında çıkmaktadır. Bu araç yenileme ve değişimin önündeki en büyük engeldir.

   İşte böylesine bir ortamda 5378 sayılı kanun yurdun bazı bölgelerinde uygulanmakta, bazı bölgelerinde ise geçersiz kalmaktadır. Bu da özel halk otobüsü taşımacıları arasında haksızlığa yol açmaktadır.

   Taşımacılar iyi niyetli olarak ekonomik ortam izin verdikçe mevcut filoyu engelli erişimine uygun araca dönüştürmektedir. Ancak ekonomik verimliliği henüz sona ermemiş araçlara bu kanunun uygulanmak istenmesi sıkıntı yaratmaktadır.  İstanbul’da ilaveten klima, dijital hat tabelası, yangın algılama, ikaz ve söndürme sistemi zorunluluğu da araç yenileme önünde bir engel olarak yer almaktadır. Çalışma süresi model tarihinden itibaren 15 yıl olarak uygulanan özel halk otobüslerinde bu zorunluluk sorun yaratmaktadır.

   Sonuç olarak geçiş süresinin tamamlanmış olması, 2016 yılı itibariyle ruhsat yenileme işlemlerinin yapılamayacak olması, üretici firmaların sipariş üzerine üretim yapmaları nedeniyle doğan talebi kısa sürede karşılayamayacak olmaları nedenleriyle taşımacılar mağduriyet yaşayacaklardır. Bu durumdan kaçış amacıyla da merdiven altı üretim tehdidi altındaki engelli asansörü ve aparatına yönelme yoluna gideceklerdir.

   Bunun engellenmesi ve taşımacıların alçak tabanlı yeni araçlarla doğal süreci içinde yenilenmesini sağlamak hedefiyle idari bir düzenleme yapılması gerektiği düşünülmekte ve talep edilmektedir.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Toplu Taşıma Haberleri

Genişletmeye Devam Ediyor
Kâmil Koç, The ONE Awards’ta Üst Üste Üçüncü Kez Yılın İtibarlısı Seçildi
Seferle 15.5 Milyon Yolcu Taşıdı
Kâmil Koç Yurt İçi Seyahat Ağını Yeni Duraklarla Genişletmeye Devam Ediyor
Kâmil Koç Multimedya uygulaması yolculara eğlence imkânı sunuyor