Halkçı…

Uluğ Aktunç

“Halk otobüsü” denince aklıma ilk gelen kişi Türkiye Özel Halk Otobüsleri Derneği genel sekreteri değerli Onur Orhon bey ile çok çeşitli fuar, etkinlik ve mekânlarda sohbetlerimiz olmuştur.

Ülkemizde önemli bir toplu taşıma çözümcüsü olan halk otobüsçülerimizi bu sohbetlerde daha yakından tanıma olanağı bulmaktan hep mutluluk duydum.
Ülkemiz genelinde 15.000 otobüslük bir büyük filo çalışıyor halk otobüsü olarak. Yani her yıl milyonlarca insanımızı bir yerlerden bir yerlere ulaştırıyorlar.

Halkçı kardeşlerimizin verdikleri resmen “kamu hizmeti” dir. Sabahın köründen gece yarısına direksiyon sallıyorlar. Ama bu yoğun koşturmacanın dışında bir yandan da devletimizin desteğini bekledikleri konular var. Dünyanın en yüksek vergili akaryakıtını kullanıyorlar. ÖTV’de, biletlerden alınan vergilerde indirim isterken hakedişlerinin ödenmesinde de gecikmeler yaşanmasın istiyorlar. Haklarıdır...

Gün boyunca özellikle büyük şehirlerde yoğun trafikte bir yandan diğer araçlarla bir yandan da yolcularla boğuşuyorlar. İşleri hiç kolay değil. Dolayısıyla zaman zaman gerginleşebiliyor, trafik kuralları konusunda hatalı olabiliyorlar, vatandaşla hiç gereği yokken atışabiliyorlar. Ama özellikle TÖHOB önderliğinde hataları en aza indirmek için gece gündüz çalışıyorlar. Kendilerini daha bir kurumsallaştırmaya, kılık kıyafetlerini, yolcuya yaklaşımlarını, tutum ve davranışlarını standartlaştırmaya, belli eğitimlerden geçirerek mensuplarını daha çağa yakışır hale getirmek için iyi niyetle çabalıyorlar.

Geçenlerde kırmızıda geçerek üzerime doğru gelen bir halkçı kardeşimize “Ne yapıyorsun?” anlamına gelen bir baş hareketi yaptım, o da bana “Ne yapayım abi, idare ediyorum işte?” manasına gelen bir mimikle cevap verdi, sabah sabah güldürdü beni... Allah selamet versin, kızamadım arkadaşımıza... Belli ki kırmızı ışığı “gereksiz bir detay” olarak görüyor. Tabii kendisini de beni de nasıl bir tehlikeye attığını anlamıştır diye düşünmek istiyorum o ayrı. Eğitimlere devam TÖHOB...

Sözün özü, insanla uğraşmak zor, trafiğin içinde insanla uğraşmak daha da zor, ama her meslek kendi zorluk ve güzelliklerini kendi içinde saklıyor.

Halkçı kardeşlerimize daha avantajlı koşullar sağlayacak bir 2011 yılı diliyorum, dünyanın en yüksek vergili akaryakıtını kullanmazlar umarım, anlayışlı, tabelaları okuyan, her şeyi sormayan yolcular nasip olsun bol bol...

Gece gündüz, karda kışta, hastalıkta sağlıkta yolunuz açık olsun halkçı dostlar...

Uluğ Aktunç