Açılımsa, bize de açılım!...

Göksal Purtuloğlu

Şimdi gündemi meşgul eden en önemli konu açılım. Herkes açılımla yatıyor, açılımla kalkıyor. Açılımsa, özel halk otobüs işletmecilerine de açılım yapılmalıdır.

2013 yılında Türkiye genelinde 2000’in üzerinde otobüsünün yenilenmesi planlanmaktadır. Bu noktada Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan destek beklemekteyiz.

Özel halk otobüsleriyle taşımacılığın başlangıcı 1928 olarak bilinmektedir. 1961 yılından itibaren ise Belediyeler tarafından ruhsata bağlanmaya başlamıştır. Özel halk otobüsleri İstanbul’da İETT’ye, Ankara’da EGO’ya, İzmir’de ESHOT’a, Malatya’da MOTAŞ’a bağlı olarak kent içi toplu taşım hizmeti vermektedir. Tabi bu arada illeri tek tek sıralayamayacağım ama bilinen bir gerçek var ki, o da; özel halk otobüs işletmeleri belediyelere bağlı olarak onlarla birlikte kamu hizmeti sunmalarıdır.

2005 yılında çıkan engelli yasasıyla; tüm toplu taşıma araçları 12 Temmuz 2012 tarihine kadar engellilerin kullanımına uygun hale getirilecekti. Ancak bu süre bazı nedenlerden dolayı 2013 yılına kadar uzatıldı. Bu yıl İstanbul’da 700’ün üzerinde, Türkiye genelinde ise belediyeler de dahil bu sayıya 2000’in üzerinde araç değişimi yapılarak, engellilerin kullanımına uygun hale getirilecektir. 2011 ve 2012 yılında ciddi oranda araç değişimleri yapıldı. Araçların değişimine karşı değilim ancak orta da bir gerçek var. O da esnafın şuan ki durumu… Artan maliyetler karşısında esnaf bırakın para kazanmayı, ayakta durabilmek için ya yanına ortak alıyor, ya da bankaların tuzağına düşüyor.

Araçların değişimi ve hizmetin devamı noktasında Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan esnafın beklentileri var. 30 yıldır özel halk otobüsü camiası içerisindeyim. Hangi esnaf ile hasbıhal etsem, karşıma hep maliyetler ve para kazanamayışın serzenişleri çıkıyor. İstanbul’da bugün bir halk otobüsünün aylık akaryakıt gideri 15 bin ile 20 bin TL arasında değişmektedir. Buna birde bakım giderleri ile birlikte şoför maliyetleri eklenince el elde, baş başta. Aracın amortisman giderlerinden de hiç bahsetmiyorum.

Peki, Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan beklentiler nedir? Gelelim oraya!...

Belediyelerin ulaşım birimleri kurumsal bir işletme olduğu için araç alımlarında gerekli indirimler ile birlikte finansman desteklerine rahat bir şekilde ulaşabiliyorlar. Özel halk otobüs işletmecileri ise bireysel oldukları için gerekli indirimleri alamadıkları gibi ihtiyacı olan finansmana da kolay şartlarla ulaşamıyor. Bugün bir halk otobüsünün alım maliyeti ortalama 400 bin TL’dir. Esnafın kasasında 400 bin TL olmadığı için mecburen banka kredilerine başvurmakta ve ödeyeceği kredi toplamı ortalama 600 bin TL’dir. Şimdi birde Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, 65 yaş üstü vatandaşların ücretsiz seyahat edeceğini açıkladı. Zaten otobüslerde 60’a yakın ücretsiz kart kullanımları var. Birde 65 yaş üstü eklensin, eklensin de bu esnafta desteklenmeli değil mi?

Eskiden otobüs üreticileri, esnafın peşinde satış yapmak için koşardı. Belediyeler eski araçlarla taşıma hizmeti sunarken, özel halk otobüs işletmecileri sürekli araç değişimi yaparak, yeni araçlarla bu hizmeti verirdi. Son yıllarla belediyelerin yeni otobüs alımları ve buna birde İstanbul’daki Otobüs A.Ş.’nin ihaleleri eklenince, üretici firmalar; “nasıl olsa ben belediyenin iştirak şirketlerine bu otobüsü satıyorum. Erguvanlarda yavaş yavaş geliyor. Özel halk otobüsleri de engellilerin kullanımına uygun hale gelmek için mecbur değişecek” diye özel halk otobüs işletmecilerine yolunacak kaz gözüyle bakıyor. Üretici firmalar, belediye ve toplu alım yapan şirketlere ciddi oranda indirim uyguluyor, birde 5 yıllık yerinde bakım hizmeti veriyorlar. Özel halk otobüs esnafına ise bırakın indirim yapmayı, nasıl bindirim yaparımın peşindeler.

Her şey Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın iki dudağı arasında. Otobüs alımlarında 60 aya kadar sıfır kredi, Akaryakıt desteği, Akbil hak edişlerinin iyileştirilmesi, KDV indirimi, Taşıma ücretlerinin yeniden gözden geçirilmesi, Sigorta ve kasko yaptırımlarında fiyat kolaylığı, Madem kamu hizmeti yapılıyor o zaman esnafta desteklenmeli değil mi? Kaliteli, güvenli ve konforlu araçlarla hizmetin kesintisiz devamı için desteklenmeli değil mi? Madem açılım diyoruz; açılımsa, bize de açılım! Haksız mıyım?

Göksal PURTULOĞLU