“Navlun Meselesi Stratejik Varlık Sebebimiz Haline Geldi”

“Navlun Meselesi Stratejik Varlık Sebebimiz Haline Geldi”

Çin’deki navlunların artmasının Türkiye’yi milli üretime yönelttiğini belirten Kapt. Mustafa Can, devletin denizcilik sektörüne global hakları vermesinin yeterli olacağını söyledi.

A Para TV’de Merve Tepe’nin canlı yayın konuğu olan İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu Üyesi ve Transbosphor Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Kapt. Mustafa Can, 2008’den sonra krizlerle anılan denizciliğin krizin 2021’de pandemi sonuna doğru yükselişe geçtiğini ve çok ciddi rakamlara ulaştığını söyledi.

Bunun Türkiye’nin ihracatına büyük pozitif etki yaptığını belirten Can, “Çin’den Avrupa’ya içinde ederi 10 bin doları bulmayan oyuncak yüklü konteyner 20 bin dolara gelmeye başladı. Dolayısıyla Türkiye’de özellikle pahada ağır, yükte hafif ürünlerin üretimi mecburi hale geldi ve Avrupa’nın üretim üssü olma yolunda büyük bir adım attık. Bunu Türkiye’nin çok iyi değerlendireceğini düşünüyorum. 2000 yıllarında deniz ticaretinde yurt dışına verdiğimiz navlun miktarı ihracatımızın azlığından dolayı az idi. Denizcilikte ihracatımız kadar büyüyemediğimiz için Türkiye’ye gelen ya da giden yüklerin navlunlarının ancak yüzde 10’u Türk sahipli gemilere geliyor. 2000’li yıllarda bu yüzde 30’du. İhracatımız son 20 senede çok hızlı artış gösterdi fakat denizciliğimiz, gemilerimiz, armatörlerimiz ne yazık ki bu büyümeyi ki yakalayamadı” dedi.

Bunun esas nedenlerinin teşvikle beraber Türkiye’nin denizci ülke olmamasından dolayı oluşan meydana gelen sorunlar olduğunu belirten Can, “Bundan dolayı biz denizciliğin çok stratejik önemi olduğunu ve devletimizin bunu bildiğini büyük yatırımların önünü açacağını, imanlarımızın yenileşmesini sağlayacağını düşünüyor, inanıyor ve biliyoruz” diye konuştu.

İhracat TIR’larla ölçülemez seviyede

Türkiye’nin ihracatının artık TIR’larla taşınacak boyutların çok üstüne çıktığını hatırlatan Can şunları söyledi :

“Bizim bir an önce bunu milli mesele yapıp konteyner taşımacılığında çok daha hızlı ve önemli adımlar atmamız lazım. Çünkü bu bir stratejik varlık sebebimiz. Biz üretip satabilirsek ve döviz getirebilirsek bu memlekete refah düzeyini yukarıda tutabiliriz. Bunu da şu anda TIR’larla görüyorsunuz. TIR’larla devam etmeye çalışırsak yarın bir gün Bulgaristan ‘havamı kirletiyorsun’ diyecek. İhracatın ısrarla deniz yoluyla yapılması gerekiyor. Navlun krizi aslında biz Türkler için, Türkiye için bir fırsat oldu. Biz hem denizcilik olarak büyümeye başladık hem de Avrupa’nın yakın üretim üssü olma yolunda büyük bir adım attık. Farkındayız ve biliyoruz ki, pandemi dönemi dahil, ihracatımızın artmasında, en büyük sebeplerden biri uluslararası yaşanan navlun krizidir”

33232.jpg

Bakanımızın destekleyeceğini biliyoruz

“Denizcilik stratejik bir alandır ve son olarak İMEAK Deniz Ticaret Odamız ile görüşen Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati'nin de denizciliği destekleyeceğini biliyoruz. Denizcilik denince o kadar büyük bir alan ki TIR’lar bile bunu içine giriyor. Fabrikadan aldın. Tren veya TIR’la limana getirdin. Gemilerle götürüyorsun. Yani bu komplike bir taşımacılık. Devletimiz bu konunun olmazsa olmaz olduğunun nihayet farkına vardı. Yeni Türkiye ekonomi modelinde denizciliğin nihayet gerekli önemi göreceğini ve destekleneceğini biliyoruz ve bekliyoruz”

Yunandan fazlasını istemiyoruz

“Umutlarımız bitmiyor. Biz bize öyle büyük destekler verilsin istemiyoruz. Sadece köstek olunmasın istiyoruz. Hollanda ne yapıyor armatörüne Türkiye de onu yapsın istiyoruz. Danimarka ne yapıyor biz de o yapılsın istiyoruz.  Yunanistan 1967 yılında ne yaptıysa biz de onu istiyoruz. Denizcilik global bir iştir. Ben yarın çantamı alır gider Singapur’a otururum. Büyük teşvikler de var. Türk armatörü Türkiye harici bir yerde yaşayamayacağı için burada. Maliyemiz Yunanistan, Danimarka ve Hollanda’yı incelesin. Biz Türk armatörler olarak hangisini seçerse seçsin bu o hakları istiyoruz”

Global işe global haklar

“Global bir iş yapıyoruz, global haklarımız olduğunu düşünüyoruz. Ben yükü Yunanistan’dan alacığım Panama’ya taşıyacağım. Buradan elde ettiğim kar Türkiye’ye gelecek. Parası bile kalsa burada ciddi rakamlara ulaşırız. Türkiye’nin toplam cirosunun 1 trilyon dolar olduğunu düşünürsek denizciliğin burada 20 milyar olarak pay aldığı söyleniyor. Bu rakam o kadar kolay 100 milyar dolarlara çıkabilir ki. Yeter ki önümüzü açsınlar. Destek istemiyoruz. Bize yasalarla haklarımızı versinler yeterli. Bizim acilen liman yatırımlarına başlamamız gerekiyor. Gemi alacak olan özellikle konteyner armatörlerimize - örneğin iki büyük operatörümüz Kalkavan Denizcilik ve Arkas Holding’e - yatırım teşviklerinin sonuna kadar açılmasını bekliyorum devletimden”

Rusya Ukrayna krizi denizciliği etkilemez

“Şirket olarak hem boğazlarda gemi acenteliği yapıyoruz hem de kendi gemilerimizle Rusya’dan Akdeniz çanağına yük taşıyoruz. Bir tedirginlik yaşıyoruz ama biliyorsunuz Amerika ince bir geri adım attı. Rusların talebine yaklaştı. Bunun Rusya’nın Ukrayna üzerinde bir tampon bölge yaratma isteğini, dış ilişkiler uzmanı olmamakla birlikte, Rusya ile sürekli iş ilişkisinde olduğum için çok da yadırgamıyorum. Bizim denizcilikle ilgili yük çıkışına kapatmayacaklarını biliyorum. Bir hafta evvel Azak Denizi’nde bize seyir yapacak kadar alan bırakıp diğer her tarafta yasak bölge ilan edildi. Yani Ukrayna’ya giriş çıkışlar yasaktı ama benim asıl girip çıktığım yerler Rus nehir limanları. Orası Rusya’nın boğazı. Yani Amerikan askerlerinin Ukrayna’ya girmesi demek Rusya’nın boğazına bıçak dayamak demektir. Müsaade edemeyeceğini ben biliyorum. Etmiyor da zaten. Bizim gemilerimiz de kazasız belasız şu anda o sularda gidiyor geliyor. En azından deniz taşımacılığında bir sıkıntı olmadı, olmayacak. Çünkü milyarlarca dolar bir dış ticaret var orada”

gemi-ve-yat-sektor-birincisi-sefine-denizcilik-oldu-1f835.png

Kömür talebi çok

“Özellikle sert geçen kıştan dolayı kömür talebimiz çok. Yalnız bizim değil Avrupa’nın da kömür talebi çok. Şu anda en az on gemi Bulgaristan’a gidiyordur. Oradaki kömür santralleri elektrik üretip Avrupa’ya veriyor. Yine Ukrayna’ya kömürünün yüzde ellisi, elektriğinin yüzde otuzu, gazının yüzde yüzü Rusya’dan geliyor. Yani ‘ordum geliyor’ demesine bile gerek yok. Kestim bunları dese iş bitecek. Almanya da çok farklı değil. Yani bunların çok da ciddiye alınması gerektiğini düşünmüyorum. Almanya gazının yüzde 90’ını Rusya’dan alıyor ve ‘ben ambargo koyarım ama enerjiyi bunun dışında tutarım’ diyor. Ya Rusya, ‘ben senin enerjine ambargo koyuyorum’ derse.  Yani bu ilişkiler sıkıntılı ilişkiler fakat deniz ticaretini etkileyeceğini düşünmüyorum”

Dövizi korursak ihracat rakamları artar

“Dolarda büyük değişiklik inşallah olmayacak. Dolarda artma veya düşme, her ikisi de ihracatçının hiç sevmediği hareketler. Enflasyon oranında doların artması gerekiyor ki ihracatçının zararı ya da karı olmasın. Yani daha fazla artarsa ihracatta kar oluyor ama hiçbir zaman yabancı firmalar hepsini bu ihracatçılara vermiyor. Onları da hesap makineleri var. Alıyorlar topluyorlar. Sen bu kadar kar ediyorsun, hepsini yiyemezsin, bölüşeceğiz diyorlar. Eğer dövizi korur isek ben ihracatımızın o rakamı da geçeceğine eminim”

 

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.