TIRSAN’ın gözü Avrupa üçüncülüğünde

TIRSAN’ın gözü Avrupa üçüncülüğünde

2011 yılında 7 bin treyler üretimiyle alanında Avrupa'nın 4. büyük üreticisi konumuna gelen TIRSAN, önümüzdeki 3 yılda üretimini yaklaşık ikiye katlayıp üçüncülük koltuğuna oturmayı hedefliyor.

TIRSAN Samandıra fabrikasında gerçekleştirilen tanıtım toplantısında Kässbohrer SSL35 Silobas ve Lowbed adlı iki yeni treyleri TIRSAN Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu anlattı. Ayrıca toplantıda TIRSAN AR-GE’den Aykut Semiz ve Lowbed Ürün Sorumlusu Eray Gül yer aldı. “TIRSAN uluslararası nakliyecilikle aynı yaşta”

Toplantının açılış konuşmasında 2011 yılını değerlendiren TIRSAN Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, TIRSAN’ın tarihinin uluslar arası nakliyecilikle aynı yaşta olduğunu belirtti. 1977 yılında kurulan TIRSAN’ın 35 yılını doldurduğunu ifade eden Nuhoğlu, daha yolun yarısında olduklarını belirtti. Nuhoğlu, “TIRSAN’ın tarihi uluslararası nakliyecilik ile eş değerdir. 35 yılda uluslararası nakliyecilerin sayısı 80’den 1623’e yükseldi. Herhalde hiçbir sektörde 35 yılda böyle bir büyüme görülmemiştir” dedi. “Saffet Bey sektörün kilometre taşlarındandır”
Saffet Ulusoy’un vefatından dolayı duyduğu üzüntüyü dile getiren Nuhoğlu, “ Saffet Bey ile bir dönemi birlikte paylaştık. Saffet Bey ile baba dostuyuz. Babalarımız bir çok işi ortak yaptılar. Uzun yıllar bu sektörde yan yana olmuş insanlarız. Allah gani gani rahmet eylesin. Cenaze töreninde bütün sevenleri buradaydı. Saffet Ulusoy taşımacılık sektörünün kilometre taşlarından biridir” dedi. TIRSAN’ın Almanya fabrikasını açtığı dönemde Saffet Ulusoy ile yaşadığı bir anısını paylaşan Nuhoğlu, duygulu anlar yaşadı. “Türkiye’nin ihracında önemli paya sahibiz”
Taşımacılık sektörünün ilk AR-GE merkezini TIRSAN’ın kurduğunu ifade eden Nuhoğlu, Kässbohrer SSL35 Silobas’ın tamamının Türk mühendisleri ve Türk işçileri tarafından üretildiğini söyledi. Nuhoğlu, “Treder’in verilerine göre Türkiye treyler sektöründe 100 milyor dolar ihracat yaptı. Bu ihracatın yüzde 50’den fazlasını TIRSAN yaptı. Bu rakamlar bizi çok sevindiriyor. 2012 yılında ise 90 milyar dolarlık ihracat hedefimiz var. Bu demek oluyor ki TIRSAN Türkiye’nin ihracatında çok önemli bir paya sahip olacaktır” ifadelerini kullandı. “2011 yılında rekor satış”

Geçtiğimiz yıl 16 milyon dolarlık bir yatırım yaptıklarını belirten Nuhoğlu, bu yatırım ile daha modern bir tesise kavuştuklarını söyledi. Nuhoğlu, “2011 yılında 7 bin treyler ile TIRSAN rekor kırdı. 2012 yılında ise 8 bin 736 treyler üretme hedefimiz var. Bu üretimimizin 6 bin 600 yurtiçi, 2136 ile ihracat olacaktır. Deneyim ve kalite olarak öndeyiz. 60 yakın AR-GE Mühendisi ve bin çalışan ile gurur duyduğum bir tablo oluştu” şeklinde konuştu. “ADR ile ürünlerimizin kıymeti anlaşılacak”
2011 yılında AR-GE’nin desteği ile dört araç yaptıklarını söyleyen Nuhoğlu, Frigorifik, Silindirik Akaryakıt Tankeri ve Kamyon-Römork ve üretiminde çok iyi gittiklerini belirtti. ADR ile ilgili mevzuat yürürlüğe girdikten sonra bu ürünlerin Türkiye pazarındaki rolünün anlaşılacağını dile getirdi. Nuhoğu, “ 1998 yılından beri ihracatta çok iyi işler yapıyoruz ancak ihraç ettiğimiz bu ürünler Türkiye pazarında ihtiyaç olmaması beni çok üzüyordu. Siyah sac ile yemeklik yağ taşınıyor hala. Aslında bu ürünlerin paslanmaz sacdan tanker ile taşınması gerekiyor” Ürün güvenliği ön planda
Yük savrulma ve devrilmeleri engellemek için K-fix standarlarını kullandıklarını dile getiren Nuhoğlu, Avrupa’da bu standartlar yerine gelmeden ürünlerin taşınmadığını ifade etti. Nuhoğlu, “TIRSAN bu güvenlik sistemlerini yüzde yüz verimlilik ile kullanıyor. Birde TAPA adlı bir alarm güvenlik sistemi var bu sistem ile brandaya en ufak bir müdahale olduğu anda alarm devreye giriyor ve bir hırsızlık olduğu hemen anlaşılıyor. Avrupa her yıl treylerden çalınan ürünlerin değeri 8,5 milyar Euro. O yüzden bu sistemler ürün güvenliği açısından önemli” dedi. “TIRSAN kadar ürün gamı yüksek firma yok”

Avrupa’da ürünlerini TIRSAN, Kässbohrer, Hendriks ve Talson markaları ile sattıklarını belirten Nuhoğlu, “Avrupa’da Air Cargo’da Pazar lideriyiz. Avrupa’daki büyük firmaların hepsi Kässbohrer müşterisi. Ama Türkiye’ye hala satamıyoruz. Gidin Frankfurt Havaalanı’na air cargo alanında kullanılan treylerlerin yüzde 50’si Talson’dur. Bu rakamlarla çok gurur duyuyoruz. Bizim kadar ürün gamı geniş başka bir treyler üreticisi yok” dedi. “Kässbohrer bir dev”
1998’de Almanya’da açtıkları fabrika ile 2001’e kadar zorluk çektiklerini belirten Nuhoğlu, Kässbohrer ile rahatladıklarını dile getirdi. Nuhoğlu, “ Şimdilerde Avrupa’dan marka alalım diye haberler var TIRSAN bunu 10 yıl önce yaptı. Kässbohrer sektörde bir dev. 48 ülkeye ihracatı yapılıyor. Avrupa’da çok aktifiz. Avrupa’nın tedarikçi listesinde olmak, alanında uzmanlaşmış en büyük taşıma filoların arkasında Türk üretimi semi-treylerlerin olması gurur duyulacak bir durum” şeklinde konuştu. “Tırsan Türkiye’nin değeri”
2014 yılında Avrupa’nın ilk üç treyler üreticisinden biri olmayı hedeflediklerini belirten Nuhoğlu, “TIRSAN’ın ekibi inanılmaz bir ekip. Her anlamda kendini adamış bir ekip. Geçen gün bayilerimden biriyle konuşurken dedi ki “Çetin Bey markalarınızın marka değerinin farkında mısınız?”. Farkındayız tabiî ki. Farkında olmasak bu kadar koştururmuyuz. Şuan Avrupa’nın 4. Büyük treyler üreticisinden biriyiz. Ama bu değer sadece benim değerim değil. TIRSAN hepimizin değeri” dedi. “Kässbohrer SSL35 Silobas ile yüksek verimlilik”

Daha sonra yeni ürünleri olan Kässbohrer SSL35 Silobas’ın tanıtımını yapıldı. Tanıtım için kürsüye gelen TIRSAN AR-GE’den Makine Mühendisi Aykut Semiz, Kässbohrer SSL35 Silobas’ın 35 yıllık TIRSAN deneyimiyle ortaya çıktığını belirtti. Semiz, “Avrupa’da Kässbohrer SSL35 Silobas’ın tercih edilmesinin en önemli sebebi kullanılan teknoloji sayesinde yüksek verimlilik sağlaması. Türkiye’de aleminyum silobas ve damperli silobas üretimini biz gerçekleştirdik. Ürünlerimiz ATP yönetmeliğine tam anlamıyla uyum sağlamış durumdadır. Mühendislik anlamında silobasların üzerinde 200 saat çalıştık. Similasyonlar ve testler gerçekleştirdik. Sahada boşaltım ve gerçek yok testleri sonucunda ürünümüzü yüksek verimlilik sağlayabilecek konuma getirdik. Kässbohrer SSL35 Silobas’ı en zor şartlarda simüle ettik. Ve analiz sonuçları ile tasarımımızı doğrulamış olduk” ifadelerini kullandı. Sınıfının en hafifi olan Kässbohrer Yatay Silobas yeni tasarımıyla 450 kg ağırlık avantajı sağladığını belirten Semiz, “Boş ağırlığı 4.900 kg.’dan 4.450 kg.’a düşürüldü. Aracın toplam ağırlığında yaratılan hafiflik avantajı kullanıcıya silobası daha fazla yükleyebilme olanağını sunmaktadır. Daha fazla yüklemek zamandan ve yakıttan tasarruf sağlayarak Kässbohrer Silobas kullanıcısına işletme maliyetlerinin düşürülmesi ve taşıma kapasitesinin artmasıyla rekabet avantajı sağlamaktadır” dedi. “Ağır Nakliyede Doğru Tercih”
TIRSAN, üretiminin %95’ini yurtdışına ihraç ettiği, Kässbohrer Lowbed aracını Ürün Sorumlusu Eray Gül tanıttı. Gül,” TIRSAN, müşterilerinden gelen yoğun talepleri karşılamak için geliştirdiği yeni Kässbohrer Lowbed ile Alman teknolojisi ve mühendislik birikimini ağır nakliye sektörünün hizmetine sunuyoruz. TIRSAN 2011 yılında toplam lowbed üretiminin %95’ini yurtdışına ihraç etmiştir. Almanya, Rusya ve Polonya gibi ülkelerde ağırlıklı olmak üzere tüm Avrupa’da satış başarısı gösteriyoruz. Sağlamlık, güvenilirlik ve kalitesi nedeniyle tercih edilen Kässbohrer Lowbed proje taşımacılığında farklı bir yere sahiptir. 2.750 mm. genişliğe sahip yeni Kässbohrer Lowbed sağdan ve soldan 300 mm. uzatma yapılarak 3.350 mm. genişliğe ulaşabiliyor. 6.000 mm. uzayan platformu ile farklı yüklerin taşınmasında pratik çözümler sunmaktadır. 81.700 kg yük taşıma kapasitesi ile ağır yük taşımacılığında yeni Kässbohrer Lowbed tercih sebebi olacaktır” şeklinde konuştu. ATP mevzuatı ile kaliteli taşıma ATP mevzuatını uygulanmayan ülkelerin zararlarından bahseden TIRSAN Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, “Bu mevzuatın ülkemizde uygulanmıyor olması nedeniyle her türlü gıdalar ATP ve hijyene uygun olmayan araçlar ile taşınıyor. Bu yüzden taşıma sonunda gıdanın tamamen veya kısmen bozulması söz konusu olduğu gibi mutlak surette belli oranlarda zayiatlar yaşanmaktadır. Bu kayıpların en aza indirgemek için ATP mevzuatına uygun treyler ile taşıma yapmak gerekiyor” dedi. Abdullah Karlıdağ www.tasimacilar.com 02.03.2012/14:38