Bir Mevzi Daha Kaybettik
İstanbul da özel halk otobüsü işletmeciliği her geçen gün kan kaybederek gidiyor. Bu gidişin sonu belli değil asıl acı tarafı esnaf arkadaşlar bunun bilincinde değil veya ne olacağını tahmin edemiyor.
Arkadaşlar kafasını yormak istemiyor veyahut böyle gelmiş böyle gider mantığı ile işini, mesleğini ve ekmeğini ciddiye almıyor. Çünkü son aylarda ciddi gelişmeler oluyor.
Nedir bunlar…?
Yeni tahsis edilen Üsküdar- Koşuyolu hattı özel halk otobüslerine veriliyor ve zaman içinde minibüslerin açtığı dava kaybediliyor. Bu dava kaybedilirken çalışma yönergesinin 6 maddesi 6/a bendi de iptal ediliyor.
Yönergede adı geçen madde: “Mevcut kendi dar çalışma bölgeleri dışında kalan güzergâh değişikliği ‘hat uzatma dâhil’ hat değişikliği talepleri idari encümen kararı ile DEĞİŞİKLİK BEDELİ alınarak yapılır. Mücbir sebepler doğması halinde genel müdür yetkilidir” diyor.
Yani kısaca özel halk otobüslerini verilecek yeni hatlar ve hatların uzatması-kısaltılması, güzergah değişikliği İETT yetkisinden alınıp, UKOME yetkisine veriliyor.
Bu ne demek: tüm çıkacak hatlar aynı minibüs hatları gibi UKOME’ye sunulacak. Gerekli araştırmalar yapılarak uygun görülenler Özel Halk Otobüslerine tahsis edilecek ve bu işlemin ne kadar zor olacağı şimdiden belli oldu. 1 yıl oldu hala yeni hat ve uzatma-kısaltma taleplerimiz sonuçlanmadı. Maalesef bu mevzi kaybedildi. Bu durum bizlere ciddi olumsuz sonuçlar yaşatacaktır.
Diğer bir konu ise; yine bu ay içinde yapılan UKOME toplantısında özel halk otobüsü çalışma yönergesinin 17 maddesi iptal edildi.
Nedir bu madde?
17.maddenin 2’inci bendi der ki, en az 350 araç temsilcisinin bu konudaki vekâletine sahip olan tüzel kişilere vekâlet vermeleri zorunludur. Bu özelliklere haiz tüzel kişilikleri temsil ettiklere taşımacılara ait ÖHO komisyonlarında görev alır.
Bu maddenin iptali bize sunu söylüyor; her taşımacı isterse bir dilekçe ile kendi şirketinden ayrılır ve akbil hak edişini direk İETT den alabilir. Bu bize neyi getirecek, yarın kafası bozulan ben gidiyorum derse ne olacak. Yıllardır kuramadığımız havuz sistemi nasıl işleyecek. Yani kurumsallaşma nasıl tahsis edilecek.
Daha önemlisi esnafımızın birlik ve beraberliği bozulacak tek tek bizler ne yapabiliriz. Örgütlü gücümüzü param parça edecekler. Menfaatlerimizi ve hakkımızı savunamaz hale geleceğiz. Zaten bizi yönetenlerde bunu istiyor. Sanırım karşımızda birlikte hareket edecek bir güç istemiyorlar. Örgütlü güç istemiyorlar. Peki, bunlar olurken bizim şirketlerimiz ne yapıyor. Nasıl tedbirler alıyorlar bilmiyoruz. Bu duruma gelinmesini sebepleri nedir buna değinmek gerekmez mi?
Yıllardır anlatmaya çalışıyorum seçilen yönetici kendini her şeyin sahibi sanıyor. Yapacağı uygulamaları doğru veya yanlış esnaf arkadaşlar ile paylaşmıyor. Vazifesi olmayan veya haddini aşan şeyler yapıyor. Bunlar çoğaldıkça esnafın sabrı tükeniyor ve bunun sonucu şirketlerden şikayetler gitmeye başlıyor. Sonuç ortada alınan bir kararla her şey içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Bu karar tekrar gözden geçirilmeli, esnafı mağdur etmeyecek ve şikâyet ettirmeyecek bir yapı oluşturulmalı.
Sayın yöneticilerimizden bu konu ile ilgili çalışmaları sabırla bekliyoruz.
Göksel OVACIK
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.