Hamza Öztürk: 'Plaka tahdidi istemiyoruz diyenin karşısındayız'
Plaka tahdidinin esnafın işine yarayacağını, şirketlerin işine ise sekte vuracağını belirten İSAROD Başkanı Hamza Öztürk tahdidin uygulanmaya başlanması ile şirketlerin servisçi esnafını kullanamayacağını belirtti.
Plaka tahdidinin servisçinin sosyal güvencesi olacağını ifade eden Öztürk, kotluk sigortası ya da kırtasiye masrafı gibi isimler altında esnafın sömürüldüğünü belirtti.
İSAROD sektörde kaliteyi düşürüleceği söylenilen plaka tahdinin, tersine sektör içinde kaliteli taşımayı hiçbir şekilde etkilemeyeceğini, kaliteli taşımacılığın sağlanabilmesi için ise mesleki yeterliliğe sahip şoförlerin yetiştirilmesi gerektiğinde İSTAB ile hemfikir.
“Plaka tahdidini biz istemiyoruz diyebilecek delikanlının da karşısındayız” diyen İstanbul Umumi Servis İşletmecileri Esnaf Odası (İSAROD) Başkanı Hamza Öztürk “esnafa ticaret odasına kaydolun biz sizin hakkınızı daha iyi savunacağız “diyenlerin şimdi ise plaka tahdidinin rant olduğunu ifade ettiklerini söyledi.
Plaka tahdidinin esnafın işine yaradığını, şirketin işine ise sekte vuracağını ifade eden Öztürk, plaka tahdidi ile servisçi esnafının artık arkasında devletin gücünü hissedeceğini söyleyerek “Dolayısıyla şirket artık esnafı istediği gibi sömüremeyecek” dedi.
Plaka tahdidi servisçinin sosyal güvencesi
Bireysel servisçilerin herhangi bir sosyal güvenceleri olmadığının altını çizen Öztürk, haksızlıklarla karşılaşan servisçinin hak arayışı içinde olduğunu, gerekirse belediyenin de araca satılmaz kaydı koymasını fakat servisçinin her şekilde emeğinin karşılığını alması gerektiğinin altını çizdi.
Amaçlarının çok para kazanmaktan ziyade haklarını almak olduğunu söyleyen Öztürk, “Biz şirketlerle işe başlarken bir pazarlık yapıyoruz. Eğer şirket 100 lira diyorsa 100 lirayı gününde ödeyecek. 50 lira diyorsa 50 lirayı gününde ödeyecek. Tam 5 aydır çalıştığının karşılığını alamayan esnaf arkadaşlarımız var” diyerek hem sektördeki bireysel servisçinin de sıkıntısını dile getirdi hem de neden plaka tahdidi istediklerini açıkladı.
Özellikle işi bilen esnafı servisçilik yapması gerektiğini söyleyen Öztürk “ Bir aracın km’de kaç para yaktığını bilen kişilerin bu işi yapmasını istiyoruz. Bizim arabacı ve ya şirket sahibi diye bir ayrımımız yok” dedi.
“Bireysel servisçi şirketlerce sömürülüyor”
Bireysel servisçinin sektör içindeki bazı firmalar tarafından sömürüldüğünü iddia eden Hamza Öztürk, koltuk sigortası, muhasebe parası, kırtasiye masrafı, eğitim parası adı altında esnaftan ayda belli bir ücretin kesildiğini söyleyerek şöyle bir örnek verdi: “Personel taşımacılığı yapan servisçilerde Koltuk sigortası diye bir sigorta var. Her ay da bu koltuk sigortası için 50 lira gibi bir para kesiliyor. Bu koltuk sigortalarından esnafın elinde bir örneği yok. Ama koltuk sigortası yaptım diye esnaftan yılda 600 lira para kesiliyor. Bu komik bir rakam değil ve koltuk sigortalarının adı var ama kendisi yok.”
“Bireysel taşımacılık bitti diyenler yanılıyor”
“Bireysel taşımacık bitiyor” diyenlere de serzenişte bulunan Öztürk, “Bizim odamızda bu sayı her yıl katlanarak artıyor. 2010 yılında 456 üye, 2011 yılında bin üye, 2012 yılında 2 bin 56 üyemiz var. Bu nasıl azalmadır. Esnafın anasını ağlattılar. Hep yeniler gelmeye başladı” şeklinde konuştu.
“Servisçi belgeli köle oluyor”
Bireysel taşımacılığın bitmediğine değinen Öztürk, şirketlerin araç sahibini firmaya yaptıkları tek taraflı sözleşmelerle kendilerine bağımlı kıldığını bunun içinde paralarını vermediğini belirterek “ Araç sahibi parasını alamadığı için zaten firmaya bağlanıyor. Sözleşme süresi bittiğinde de içeride kalan parasını almak için firmaya olan bağımlılığı devam ediyor. Böylece firma sahibi de parasını vermeyeceğini söyleyerek yeni bir sözleşme ile servisçiyi tekrardan kendine bağımlı kılıyor. Hem de kafasıyla bağlanıyor. Kunta-kinte gibi belgeli bir köle oluyorsun. Ne arabanın senedini ödeyebiliyorsun. Ne bu işten bir para kazanıp evini geçindirebiliyorsun” şeklinde açıklama yaptı.
Servisçiye zorunlu alışveriş
Kıyafet zorunluluğuna da değinen İSAROD Başkanı Hamza Öztürk, firmaların bireysel servisçiye çok yüklendiğini söyledi.
Servisçinin emeğinin karşılığını alamadığını özellikle vurgulayan Öztürk, zorunlu gider kalemlerinin de servisçiye yüklenmesiyle oluşan sıkıntıları şu cümlelerle dile getirdi: “Siz servisçiye 50 lira yevmiye vereceksiniz 160 lira vermiş gibi sıfır araba isteyeceksiniz. 4 nokta emniyet kemeri diyeceksiniz. Kravatı benden al, akaryakıtı şuradan al, şu firmanın personelini götüreceksen mavi çizgili kravat, beyaz gömlek, başka firma için bordo kravat, bordo gömlek. Resmen palyaço olduk. Arabanın ön koltuğunda bir sürü kravat var. Kıyafet zorunluluğu diye bir şey yok. Bunlar faturasız kazanç. Servisçi zaten aldığı para ile evini geçindiremiyor.”
“Bu iş artık emekli işi değil”
İstanbul’da ihtiyacın çok üzerinde bir araç sirkülâsyonu olduğunu belirten Öztürk, bu durumun trafikte etkin rol oynadığının altını çizdi.
Sadece trafiği değil, sektöre bu kadar çok girişin de önünü kesmek için bazı sınırlamalar olması gerektiğini söyleyen Öztürk, “sadece servis aracını değil trafiği de rahatlatmak istiyorsak o zaman bu mesleğe girişin önünün kesilmesi gerekli. Plaka tahdidi, tahsis, ya da kademeli saat uygulaması, ismi ne olursa olsun mesleğe girişin önü kesilmeli ki trafikte rahatlasın. Sınırlama bir şekilde olmalı. Bir araç bir işten para kazanamıyor. Dolayısıyla araçların kademeli saat uygulamasına geçmesi bir araçtan faydalanma oranımız artacak. Onun için bu esnafında lehine olacak biz bunu destekliyoruz. Bu iş bir emekli işi değil, gerçek bir iş kolu. Bu işi yapan işinin kıymetini bilmeli” şeklinde konuştu.
“Yanlış uygulamalarla araçlara ceza kesiliyor”
Konuşmasında Korsan taşımacılığa da değinen Öztürk, Belgesi olmadan taşımacılık yapanlar ile belgesi olup da ticari araçla taşımacılık yapanların ayrılması gerektiğini söyledi.
Emniyetin yanlış uygulama ile araçlarına ceza kestiklerini iddia eden Öztürk, “Emniyet görevlileri yanlış uygulama yapıyor. Taşıyana ve mal sahibine ceza kesiyor peki taşıtan nerede? Taşınan nerde? Aynı kanun içinde bunlarda var. Siz servis sahibisiniz akşam çoluk çocuğunuzla yeğenlerinizle maça gittiniz. Halı sahadan çocukları aldınız ceza kesiyorlar niye halı sahaya korsan servis yaptın diye ama çocuk benim” ifadelerine yer verdi.
Aynı sorunlarla kendilerinin de mücadele ettiğini belirten Öztürk, İSAROD olarak servisçinin her zaman yanında olduklarını haklarını sonuna kadar savunacaklarının da altını çizdi.
Oya KAYA- Nurcan GÜNEŞ
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.