''KDV sorunu sektör bitirme noktasına getiriyor''

''KDV sorunu sektör bitirme noktasına getiriyor''

Servisçinin bitmek bilmeyen sorunlarına her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Sektörün sıkıntı bir süreçten geçtiğini söyleyen Orduhan “Her sabah kucağımızda bir sorunla uyanıyoruz. Şu an birinci önceliğimiz KDV ile ilgili olan tevkifat” dedi.

İstanbul Taşımacılar Birliği Derneği (İSTAB)’nin Olağan Genel Kurulu geçtiğimiz günlerde yapıldı ve birlik, çalışmalarına Hakan Orduhan ile devam etme kararı aldı. Servisçilerin sorunlarına çözüm yolunda neler yapılması gerekir dediğimiz İSTAB Başkanı Hakan Orduhan sorularımızı gayet samimi ve olumlu bir şekilde cevapladı. Sektördeki en büyük sorunun KDV ilgili olan kesintilerin olduğundan bahseden İSTAB Başkanı Hakan Orduhan KDV’nin gündemdeki en önemli sorunların başında geldiğini söyledi. Orduhan ile KDV sorunun yanı sıra Plaka Tahdidi, Araçlara logoların yapıştırılması, kademeli mesainin uygulamaya geçilme isteği, servis araçlarının park sorunu ve sonuçlanmayı bekleyen mevzuatların süreçleriyle ilgili olarak görüştük. 2012-2014’te İSTAB’ın vizyonu ve öncelikli konuları neler olacak?
Birinci öncelikli konumuz KDV ile ilgili olan Tevkifat. Çok kısa süremiz var. Bu sektörün neredeyse kapanmasına neden olan bir konu. Halen birçok kuruma gitmemize rağmen yetkili kurumlar bu konunun hassasiyetinde değil. Testi kırıldıktan sonra mı bunun hassasiyetine ve farkına varacaklar. Mahsuplaşmanın aynı ay içerisinde yeminli mali müşavir raporuyla kabul edilmesini diğer ödemiş olduğumuz vergilerden mahsup edilebilmesini, önünün açılmasını ve kolaylaştırılmasını istiyoruz. Aksi takdirde şu an yürürlükteki mevzuatla biz bu işi yapacak olursak buna ne ömrümüz, ne de bütçemiz yetecek. Mahsuplaşmanın örneğinin yapıldığı bir sektör var mı?
Mahsuplaşma birçok sektörde yapılıyor. Mesela İhracatçılarda teminat mektupları çok küçük oranda ve ihracatçıların yeminli mali müşavir raporu kabul edilir durumda. Aynı şeyi bu sektörün yaşaması için bizde istiyoruz. Kaldırılsın demiyoruz, Değiştirilsin demiyoruz, yumuşatılsın uygulanabilir olsun diyoruz. Mahsuplaşmada bir algı farkı var. Mahsuplaşmayı devlet kabul ediyorum diyor ama devlet önce; mahsuplaşmayla ilgili bana bir dilekçe vereceksin, Sonra mahsuplaşma miktarı kadar bana bir teminat vereceksin, Bana müracaat edip diyeceksin ki beni incele. İnceleme sonunda ben bunda haklıysam benim stopajımı iade et. Şu an böyle bir mahsuplaşma var. Onu da her ay yapacaksın. Her ay yaptığın böyle bir mahsuplaşmada nasıl yaşayacaksın. KDV sorununa yönelik çözümde süreç neden bu kadar ağır?
Çünkü masa başında karar alınıyor. Sektör temsilcileriyle bu konuda istişare yapılarak maalesef karar alınmıyor. Bir karar alınıyor ondan sonra sektör meclisleri duyuyor ve harekete geçiyor. Bu arada bizim ülkemizde de sektör mensupları ve temsilcileri de bazı konulara duyarsız kalabiliyorlar. Yani bir konu önlerine geldiğinde önce çok itibar etmiyorlar, sonra hayata geçtiğinde feryat figan ediyorlar. Belki tevkifat doğru bir yöntem ama tevkifat’a bu sektör hazır değil. Çünkü fiyatların öyle dip yaptığı, rekabetin bu denli kırıcı olduğu dönemde kişiler yaşamak için almış olduğu araçların KDV’lerini hemen mahsup ederek onlarla geçinmeye çalışıyorlar. Şimdi onun bir miktarı gidince bütün dengeler bozuluyor. Plaka tahdidi konusu gündeminiz de var mı?
Plaka tahdidiyle ilgili şu anki oluşumumuzda herhangi bir şey yok. Zaten plaka tehdidi bizim istememizle sadece olan bir şey değil. Biz onun küçük bir ayağını oluştururuz. Şu anki mevzuata baktığımızda esnaf ve ticaret odası plaka tahdidi istese de, istemese de bu kararı etkilemede pastanın küçük dilimini oluşturur. Büyük dilim İstanbul büyükşehir belediyesinin ve bu konuyla ilgili ulaştırmanın yani bu birimlerin vereceği karar olarak önümüze çıkıyor. Biz kişilerin tehdit edilmesini istiyoruz, sürücülerin sertifikalanmasını, bunu ticari araç kullanan her alanda sürücünün de sertifikalanmasını istiyoruz. Okul servisinde, personel servisinde, takside, hatlı minibüste hepsinde bir sertifikasyon programı istiyoruz ve sürücülerin bu sertifikayla çalışmasını istiyoruz. Hatayı aracım yapmıyor, hatayı sürücüm yapıyor. Verilen ceza aracıma. Araçlara şirket logolarını yapıştırılmasıyla ilgili son durum nedir?
Logolar şu son dönemde bizim için sürpriz oldu. Bununla ilgili bir UKOME kararı aldırdık ancak trafik tescil şubesiyle de olan bir mevzuatla ilgili bir düzenleme yapılması gerekir. Burada kurumları birbirleriyle eleştirmek, kıyaslamak istemiyorum ancak devletin kurumlarına bir kararı aldırtmak ve o kararı düzenlettirmek, değiştirmek veya uygulamaya geçirmenin ne kadar zor olduğunu görüyoruz. Oysa çok küçük bir düzeltmeyle çok büyük sorunların rahatça çözülebilmesi gerekirken, bu tür kararların yıllara yansıyan süreçlerde alındığını üzülerek gözlemliyorum. Kademeli Mesai ile ilgili çalışmalarınız oldu bunla ilgili olarak neler söylersiniz?
İstanbul ilinde kademeli mesaiye başlama saati, bugüne kadar konuştuğumuz hiçbir kurumdan eleştiri almadı. Bir tek kurumda çıkıp ta ya tamam ama acaba demedi bile. Herkes bu konuya sahip çıkmışken bunun uygulanamamasını, hiyerarşinin bu kadar zor ve yavaş işlemesini algılayamıyoruz. Uzay çağındayız, 2023 hedeflerimiz var. Bu hedeflere bu hiyerarşiyle mi yürüyeceğiz. Bunlar değişmez, hızlanmazsa 2023 hedeflerini tutturamadığımız gibi ulus olarak şaha kalktığımızı görmemiz bizim için zor. Servisçinin sorunları bitmiyor. Peki, göreve geldiğiniz son 2 yılda neler değişti?
Son 2 yıl beni çok yordu. Bu sektör, sorununu çözmek için nefes almaya vakit bulamıyor. Her sabah kucağımızda bir sorunla uyanıyoruz. O sorunla ilgili uğraşırken, olumlu sonuç almamıza ramak kala bir başka soruna enerjimizi ve yüzümüzü çeviriyoruz. Bu kadar hareketli, bu kadar canlı bir sektörün sorunlarına otoritenin bakış açısı da çok hareketli ve canlı olmalı. Sorunlarımıza bakış açısında devletin yavaşlığı da olunca bu sektör yaşayamıyor ve sıkıntı çekiyor. Servis araçlarının park sorununa nasıl bir çözüm getirdiniz?
İSTAB’ın servis araçlarıyla ilgili yeni parklanma alanları yapacağız diyorduk. Bunlarla ilgili girişimlerde bulunacağımızı söylüyorduk. İlk park yerimiz İETT arazisinin oradaki yer. Şimdi ise; Ümraniye, Gayrettepe, Ayazağa’da bir yerle ilgili çalışmalar sürüyor. İSPARK ile çok iyi bir sinerji yakalandı. Bizim görmek istediğimiz arzu ettiğimiz şey bu. İSTAB üyeleri için belirlenen park yerleri uygun bir alan teşkil ediyor mu?
Aslında her yerde park yerine ihtiyaç var. Bizim gibi büyük araçları olan yerleri İSPARK tahsis etmeye başladı. Zaten artık İstanbul’da parklanma ve ulaşım yerin altına girmek zorunda. Yakında yerin altında parklanma ve yaşam başlayacak. Bunun çaresi yok çünkü yerin üstü bitti. Bu arada İSPARK ile yaptığımız görüşmelerde yerin altında parklanmayla ilgili yap-işlet-devret modeline aday olduğumuzu da söyledik. Bize gösterilen, bizim ihtiyacımız olan alanlarda yerin altına girmek üzere yap-işlet-devret parklarını yapmaya adayız diye ortaya çıktık. Bununla ilgili bir süreçte başladı. Önümüzde 2 senelik bir başkanlık süreci var. Sizin döneminizde bu projeler sonuçlanır mı?
Projeler devamlılık arz eder. Bunların sonuçlandığını benim başkanlığım dönemimde görmem çok zor. Devletin karar alma süreci ve hızına baktığımda da bunu görmek çok hayalci olur. Bu bürokrasiyi aşmak çok zor. Sadece yapı izinlerinin alınması bile 1,5-2 yıl sürdüğü bir ortamda yaşıyoruz. Ama niyet, çaba ve maddi olarak İSTAB buna hazırız. Yeter ki İSTAB’ın önünü açsınlar, İSTAB modeliyle beraber geliyor. Oya KAYA / Abdullah KARLIDAĞ www.tasimacilar.com 15.05.2012 / 16:16